Avukat Melek Sarı zor şartlar içerisinde 1998 yılında hukuk fakültesini kazanır. 28 Şubat‘ın bütün zorluklarına rağmen başörtüsü ile hukuk fakültesini bitirerek 2005 yılında Adana Barosu avukatı olarak meslek hayatına başlar. Meslek hayatına başladıktan kısa bir süre sonra kendi ofisini açarak bağımsız avukat olarak çalışmaya başlayan Avukat Melek Sarı 2009 yılında evlenir ve 2011 yılında oğlu dünyaya gelir. 2012 yılında Avukat Melek Sarı‘ya kanser teşhisi konulur ve kendisi için uzun bir kanserle mücadele süreci başlar. Avukat Melek Sarı 2014 yılında sağlık sorunları nedeniyle aktif avukat olarak çalışmayı bırakır. Meslektaşlarının kendisine özellikle hem moral vermesi hem de meslekten kopmaması niyetiyle sundukları bir hukukçular derneğinde faaliyette bulunma teklifini kabul ederek yönetim kurulu başkan yardımcılığına seçilir. 15 Temmuz sözde darbe girişimi sonrasında Avukat Sarı’nın da içerisinde bulunduğu bu hukukçular derneğine kayıtlı avukatlar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan soruşturma başlatılmasıyla Avukat Melek Sarı için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Avukat Sarı 2 Eylül 2016 tarihinde gözaltına alınır, zor bir gözaltı süreci ve ağır ithamlar ve hakaretler altında geçen sorgulamalar neticesinde kanser hastası olduğu için hakkında adli kontrol kararı verilir. Avukat Melek Sarı, bu haksız ve mesnetsiz soruşturmada geçirdiği zor günler, kendisine yapılan ağır itham ve hakaretler sebebiyle psikolojik olarak çok yıpranır ve naif kalbi bu durumu kabullenemez. Tekrar gözaltına alınma, tutuklanma ve çok sevdiği çocuğundan ayrı kalma endişesinin de etkisiyle, kanser tedavisinde o ana kadar olumluya giden süreç ve elli seviyelerine kadar düşmüş olan vücudundaki kanserli hücre değerleri, bu yıpratıcı süreç neticesinde tekrar yükselmeye başlar ve dokuz yüzlü değerlere kadar çıkar. Avukat Melek Sarı hakkında, adı geçen derneğin yönetim kurulu üyesi olduğu, oğlunu örgüte yakın kişilere ait olduğu iddia edilen bir anaokuluna kaydettiği, Facebook hesabından Zaman gazetesi önünde kadınlara gösterilen şiddet ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile ilgili paylaşımda bulunduğu iddiaları ile silahlı terör örgütü üyesi olma suçlamasıyla kamu davası açılır. Yapılan yargılama sonucunda hakkında 30 Eylül 2017 tarihinde 9 yıl hapis cezasına hükmedilir. Tüm bu yaşananlar; özellikle ülkesini ve insanlarını çok seven biri olmasına rağmen kendisine terörist damgası vurulması, çocuğuna dahi sesini yükseltmeyen ince bir ruha sahip olan Avukat Sarı‘nın tedavi sürecinde telafisi mümkün olmayan olumsuz etkilere yol açar ve hastalığının hızlı bir şekilde ilerlemesine sebep olur. Ne yazık ki tüm bu olumsuz gelişmeler sonucunda 8 Ocak 2019 tarihinde arkasında 8 yaşında bir evlat ve onu çok seven bir eş bırakarak hayata veda eder.
WordPress sitenizde gömmek için bu adresi kopyalayıp yapıştırın
Bu kodu sitenize gömmek için kopyalayıp yapıştırın