İçeriğe geç

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ VE ALMANYA TARİHİNDEN TANINMASI GEREKEN BAZI KADINLAR

Dünya Kadınlar Günü nedir, nasıl doğmuştur ve bizi ne kadar ilgilendirmektedir? Bir kadın olarak ailemizde kıymet görerek yetişmiş olabiliriz; imkânlarımız her zaman karşılanmış, kardeşler arasında kız erkek ayrımına uğramadan kendimizi sadece insanlardan bir insan olarak hissederek büyümüş olabiliriz. Okulda başarılı bir öğrenci, kadın işvereninin yanında başarılı bir çalışan olarak toplumda yerimizi almış ve hayata atılmış olabiliriz. Kadın veya farklı bir cinsiyetten olmanın değil de insani değerlerin ve kendini yetiştirmiş bir birey olmanın öne çıktığı bir hayat çizgisinde ilerlemiş olabiliriz. Hatta feminizm denilince; “Ne gerek var, eksik değilim; böyle bir savunma bana gereksiz gibi geliyor..” yorumu yapmış olabiliriz. Hâlbuki bu yaklaşım bir kadın olarak, gözümüzü toplumun bozulmuş düzenine kapadığımız ve mevcut imkânların tesisi için geçmiş zamanlarda çaba gösteren insanlara vefasızlık gösterdiğimiz anlamına gelmektedir.

Günümüzde Kadınlar Günü’ne, kadın haklarına en çok sahip çıkan ülkeler; dünyanın demokratik, gelişmiş denilebilecek ülkeleridir. Bunun arka planında da cinsiyet eşitliği için çabalamış bireylerin emekleri ve fedakârlıkları yer almaktadır. Almanya’yı da bu ülkelerden biri olarak görebiliriz. Bundan 112 yıl önce Almanya’da ilk kez 1911 yılında Kadınlar Günü anılmıştır. Aradan geçen yüz yılı aşkın sürede ise kadın hakları konusunda dikey bir yükseliş sergilenmemiş, tam aksine kadınların hak mücadelesi, değişen siyasi iktidarların politikaları karşısında iniş ve çıkışlar yaşamıştır.

Almanya’da kadınlara ilişkin Baden-Württemberg Eyaleti Devlet Siyasi Eğitim Merkezinin 2011 yılında başlatmış olduğu güzel bir çalışma vardır. Türkçesine “Odaktaki Kadınlar” diyebileceğimiz bir araştırma serisi ile tarihte kadınların hak mücadelesi yolunda rol oynamış kadınlar incelenmektedir. [1] Bu seriden yola çıkarak, Almanya tarihinde önemi büyük bazı kadınları Kadınlar Günü’nde anmakta fayda olduğunu görüyoruz:

Hedwig Dohm

Hedwig Dohm (1831-1919), Almanya’da 18 çocuklu bir ailede dünyaya gelmiş olup, erkek kardeşlerine tanınan eğitim imkânları kendisinden mahrum edilerek büyümüştür. Bu nedenle eğitim hayatını, dönemin kız çocukları için öngörmüş olduğu 15 yaşında bırakmak zorunda kalmış ve evde ev işleriyle ilgilenmiştir. 20 yaşına geldiğinde ailesini ikna ederek eğitim hayatına geri dönen ve sonraki yıllarda kendini geliştiren Hedwig Dohm; Almanya’da kadınlara oy hakkı ve erkeklerle kadınlar için tam yasal, sosyal ve ekonomik eşitlik talep eden ilk kişilerden birisi olmuştur.[2]

Dr. Elisabeth Selbert

Dr. Elisabeth Selbert (1896-1986), Almanya’da dünyaya gelmiş olup eğitim hayatının ardından politikaya yönelmiştir. Alman anayasası çalışmalarında kadınlar ve erkekler için eşitlik maddesinin anayasaya koyulması konusundaki mücadelesi ile tanınmıştır. Bu konuda ilginç bir anısı şöyledir: Anayasa çalışmaları ile görevlendirilmiş olan Elisabeth Selbert, “Erkekler ve kadınlar eşittir.” maddesini öneri olarak sunmuştur. Ancak erkek egemen parlamento konseyinde bu teklif “Erkekler ve kadınlar aynı medeni hak ve görevlere sahiptir.” şeklinde değiştirilmiştir.[3]

Günümüz Almanyası’nda ise eşitlik artık sadece kadın erkek cinsiyet eşitliği için değil; toplumca benimsenen tüm cinsiyetlerin eşitliği şeklinde ele alınmaktadır. Yine Feminizm başlığı altında pek çok farklı dal bulunmaktadır ve bunların tanınması, toplumda bilinçli birey olma yolunda önemli bir rol oynamaktadır.  

Av. Süheyla UĞUR


[1] https://www.lpb-bw.de/frauen-fokus (Mevcut Web sitesi son güncelleme: 08.03.2023)

[2] https://www.lpb-bw.de/september-2011-dohm (Mevcut Web sitesi son güncelleme: 08.03.2023)

[3] https://www.lpb-bw.de/juni-2011-selbert (Mevcut Web sitesi son güncelleme: 08.03.2023)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.