İçeriğe geç

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ BAŞVURUSU NASIL YAPILIR?

  1. AİHM nedir?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), uluslararası bir teşkilat olan Avrupa Konseyi’ne bağlı olarak, taraf ülkelerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) uyumunu denetlemek üzere 1959 yılında kurulmuş olan uluslararası bir mahkemedir. AİHS, 47 Avrupa Konseyi üyesi devletin tamamı tarafından onaylanmıştır.

AİHM, Sözleşme ve ek protokoller kapsamında koruma altına alınan hak ve özgürlüklerden herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edilmesi iddiasıyla ulusal yargıdan sonra başvurulabilecek önemli bir hak arama yoludur.

  1. AİHM’ne kimler başvurabilir?

Haklarının ihlal edildiğini öne süren gerçek ve tüzel kişiler, kişi grupları ya da hükümet dışı örgütler bireysel olarak başvuru yapabileceği gibi, bir devlet başka bir devlete karşı başvuru yapabilir. Devletlerin de başvuru hakkı düzenlenmiş ise de bunun tercih edilen bir yol olmadığı, Mahkemenin kuruluşundan beri yapılan başvuruların büyük çoğunluğunun bireyler tarafından yapıldığı görülmektedir.

  1. Türkiye AİHM’nin yargılama yetkisini ne zaman kabul etmiştir?

Türkiye 10 Mart 1954 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni onaylamış, 28 Ocak 1987 tarihinde bireysel başvuru hakkını tanımış ve 28 Ocak 1990 tarihinde ise AİHM’nin zorunlu yargı yetkisini kabul etmiştir.

  1. AİHS hangi hakları koruma altına alır?

Sözleşme özellikle yaşam, adil yargılanma, özel hayata ve aile hayatına saygı haklarını, ifade özgürlüğünü, düşünce, din ve vicdan özgürlüğünü ve malvarlığına saygı hakkını koruma altına alır.

Bunun yanı sıra işkenceyi, insan onurunu zedeleyen cezaları, kölelik ve zorla çalıştırmayı, keyfî ve yasa dışı tutulmaları, Sözleşme tarafından tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanmada ayrımcı muameleyi yasaklamaktadır.

  1. AİHM kararları bağlayıcı mıdır?

Sözleşme’nin 46. maddesine göre, Sözleşme ’ne taraf olan tüm devletler AİHM kararlarına uymakla mükelleftir: “Yüksek Sözleşmeci Taraflar, taraf oldukları davalarda Mahkeme’nin verdiği kesinleşmiş kararlara uymayı taahhüt eder.” Madde metni açık olarak AİHM kararlarının bağlayıcılığını ve sözleşmeci devletlerin bu kararlara uymak zorunda olduğunu düzenlemektedir. Şayet bir birey, hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiğini iddia ederse, ilgili devlet Mahkeme tarafından mahkûm edilme riskiyle karşı karşıya kalabilir. Mahkemenin kesin nitelikteki bir kararı ilgili devlet açısından bağlayıcıdır. AİHM kararlarının uygulanmasından Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi sorumludur.

  1. AİHS’nin Türk hukuk sistemindeki yeri nedir?

AİHS tarafından güvence altına alınan hak ve özgürlüklerin, Türk ulusal mevzuatlarınca koruma altına alınmasına yönelik yasal altyapılar oluşturulmuştur. Türkiye ulusal mevzuatının en üst normu olan Anayasasının 90. maddesinde Türkiye tarafından kabul edilen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin de aralarında bulunduğu uluslararası sözleşmelerin, iç hukuk düzeninin bir parçası olduğu ve bağlayıcılığı düzenlenmiştir:

Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır.”

  1. AİHM başvurusu ücretli midir?

AİHM başvurusunda herhangi bir ücret veya harç alınmamaktadır. Ancak başvuru formunun Mahkemeye ulaştırılması için gerekli olan posta masraflarının başvurucu tarafından karşılanması gerekmektedir.

  1. AİHM başvurusunda hangi kaynaklardan yararlanılır?

AİHM başvurusunda yararlanılacak temel kaynaklar şunlardır:

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi: Güvence altına alınan hak ve özgürlükler ve mahkeme yapısı ve işleyişine ilişkin kurallar sözleşme ile belirlenmiştir. Sözleşme metnine https://www.echr.coe.int/documents/convention_tur.pdf linki üzerinden ulaşmak mümkündür.

AİHM İç Tüzüğü: Mahkemenin yapısı, başvuru şartları ve başvuruya ilişkin tüm detaylar iç tüzükte düzenlenmiştir. Tüzüğün 47. maddesinin önemini özellikle vurgulamak gerekmektedir. İç tüzüğün Türkçe metnine https://www.echr.coe.int/documents/rules_court_tur.pdf linki üzerinden ulaşılabilmektedir.

Pratik Yönergeler ve Uygulama Talimatı: Mahkemeye başvuru ve mahkemenin işleyişi ile ilgili farklı dillerde çok sayıda rehberin yer aldığı zengin bir kütüphanedir. Uygulama talimatının Türkçe metnine

https://www.echr.coe.int/Pages/home.aspx?p=applicants/tur&c= linki üzerinden ulaşılabilmektedir.

  1. Başvuru süresi ne kadar?

Sözleşme eki niteliğindeki 15 No’lu Ek Protokol’de yapılan değişiklikle AİHM’ne başvuru süresi, 1 Şubat 2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 6 aydan 4 aya indirilmiştir. Süre, iç hukuk yollarının tüketildiği veya hak ihlalinin ortaya çıktığı tarihten itibaren başlar.

Başvurunun, İç Tüzük 47. maddesinde yazılı şartları taşımaması durumunda, eksikliklerin tamamlanması için başvurucuya süre verilebilir. Verilen bu süre, AİHM’ne başvuru süresini durdurmadığından, eksikliğin tamamlanması nihaî karardan itibaren 4 aylık süreyi aşarsa başvuru reddedilir.

Başvuru evrakında eksiklik bulunması halinde eksikliğin giderilmesi için başvurucu veya vekiline on beş günü geçmemek üzere süre verilir. Verilen bu süre, başvuru süresini durdurmayacağından, eksikliğin tamamlanması nihaî karardan itibaren 4 aylık süreyi aşarsa başvuru reddedilir.

Sürenin son günü̈ hafta sonuna denk geliyorsa sürenin hafta başına uzamayacağı dikkatten kaçırılmamalıdır.

  1. İç hukukta dile getirilmeyen şikayetler AİHM’ne taşınabilir mi?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, iç hukuk yolları tüketildikten sonra müracaat edilen bir yargı merciidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine, iç hukukun son halkası olarak Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapıldıktan sonra başvurulması gerekmektedir.

AİHM’ne giden süreç iç hukukta, ilk hukukî işlemin yapıldığı anda başlar. Bu nedenle, yargılama sürecinin ilk anından itibaren, dosya AİHM’ne taşınmak üzere oluşturulmalı, yerel mahkemelere yapılan başvurularda, ihlal edildiği ileri sürülen hak ve özgürlüklerle ilgili sözleşmenin ilgili maddelerine atıf yapılmalıdır. Şikâyetin, iç hukukta yapılan başvurularda dile getirilmiş olması AİHM açısından bir kabul edilebilirlik kriteridir.

  1. İç hukuk yollarının tüketilmesi” şartından ne anlaşılması gerekir?

AİHM’ne başvurmadan önce iç hukuk yollarının tüketilmiş olması gerekmektedir. Türkiye’deki yargı uygulaması düşünüldüğünde iç hukuktan anlaşılması gereken; hak ihlali gerçekleştiğinde gerekli itirazların yapılmış olması, tazminat davası açılması, yerel mahkeme kararına karşı sırasıyla istinaf, temyiz ve Anayasa Mahkemesine müracaatlarının yapılmasıdır.

Bu şart, iç hukukun başvurucu için çözüm vaat etmediği durumlarda dahi AİHM’nin kendi önüne gelecek dosya yoğunluğunu azaltabilmek amacıyla uyguladığı politik tutumdur. Bundan dolayı, iç hukuk yollarının süresinde başvurular yapılarak tüketilmesi gerekmektedir.

Ancak, bazı kararlara karşı istinaf ve temyiz yolu kapalıdır. Bu tür kararlara karşı, kararın verildiği tarihten itibaren 30 gün içinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapılmalı, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen karar başvurucuyu tatmin etmiyorsa ihlal AİHM’ne taşınmalıdır.

Örneğin;

  • En fazla ihlal edilen özgürlük ve güvenlik hakkı ihlali olan tutuklama kararına karşı,
  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararına karşı,
  • Şikâyet veya suç duyurusu üzerine savcılık tarafından verilen “Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair” karara karşı; tebliğden sonra itiraz edilmeli, reddedilirse takip eden Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edilmeli ve verilen itirazın reddi kararına karşı Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapılmalıdır.
  1. Başvuru Formu

AİHM başvurusu, bireysel başvuru formu doldurularak yapılır. Başvuru formunun doldurulmasına dair detaylar Mahkeme İçtüzüğünün 47. maddesinde belirlenmiştir. Mahkemenin internet sitesinden formun güncel halinin indirilmesi mümkündür. Formda yer alan bilgilerin doğru şekilde girilmesi kabul edilebilirlik kriterleri arasında yer almaktadır. Bu nedenle başvuru esnasında geçerli olan güncel formun bilgisayara indirilerek usulüne uygun şekilde doldurulması gerekir. Aksi takdirde başvuru, önemsiz görülen bir eksiklik nedeniyle esasa girilmeden reddedilebilir. Başvuru formunun güncel haline şu linkten ulaşılabilir:

https://www.echr.coe.int/Pages/home.aspx?p=applicants/forms/tur&c=

Form okunaklı bir yazı ile açık ve öz bir şekilde, tercihen daktilo veya bilgisayar kullanılarak doldurulmalı, anlaşılması zor sembol ve kısaltmalardan kaçınılmalıdır.

Başvurunun avukat aracılığıyla yapılması mümkün olmakla birlikte bu konuda zorunluluk bulunmamaktadır. Başvuru, savunma yapmak üzere hükümete bildirim aşamasına geldiğinde, mutlaka bir avukatın desteği alınmalıdır. Hükümete görüş sorulmasını takiben, mahkeme tarafından başvurucuya kendisini bir avukat ile temsil ettirmesi yönünde yazı gönderilmektedir.

  1. Başvuru Formu hangi dilde yazılmalıdır?

Mahkemenin resmi dilleri İngilizce ve Fransızcadır. Ancak başvuru, sözleşmeyi imzalamış devletlerin resmî dillerinden biri ile de yapılabilir. Fakat sonraki aşamalarda, özellikle şikâyetler konusunda ilgili devletin görüşünün alınması aşamasında, Mahkemece gönderilen mektup ve belgeler İngilizce veya Fransızca yazılmaktadır. Bunlara karşı verilecek cevapların da İngilizce veya Fransızca dillerinden birinde yazılması istenmektedir.

  1. Başvuru Formu nasıl doldurulur?

Başvuru formunun doldurulmasında Sözleşme, Mahkeme İçtüzüğü ve uygulama talimatlarından yararlanılmalıdır. Başvuru formundaki her bir başlık önem taşımaktadır.

  1. Barkod Etiketi

Daha önce, başvurucu ile AİHM arasında aynı konuda bir yazışma yapıldıysa mahkemece bu başvuruya ilişkin barkod etiketleri gönderilir. Bu etiketlerden bir tanesi başvuru formunun ilk sayfasının sol üst köşesinde bulunan kutuya yapıştırılır. Mahkeme ile daha önce iletişime geçilmediyse bu bölüm boş bırakılır.

  1. Kayıt veya referans numarası

Barkoddaki durum referans numarası için de geçerlidir. Daha önce aynı konuda AİHM ile iletişime geçildiyse, bu iletişim üzerine AİHM başvuruya bir numara vermektedir. Bu numaranın belirtilen bölüme yazılması gerekir. Ancak daha önce iletişime geçilmemiş yani başvuru söz konusu değilse bu bölüm boş bırakılır.

  1. Başvurucu

Başvuru formunda, gerçek kişi ve tüzel kişi başvurucu bilgilerinin yazılması için ayrı bölümler bulunmaktadır.

  1. Gerçek kişi başvurucu

Bu bölümde gerçek kişi başvurucunun adı ve soyadı, doğum tarihi ve doğum yeri, uyruğu, güncel adresi (Başvurucu, Mahkemenin gerektiğinde iletişim kurabilmesi için, yazışma adresini mutlaka yazmalıdır. Sabit bir adresi olmayan başvurucuların, bir posta kutusu adresi veya bir yakınının adresini bildirmesi gerekir), telefon numarası, e-posta adresi ve cinsiyeti yazılmalıdır.

Bilgiler yazılırken, anlaşılması zor kısaltmalar kullanılmamalıdır. Örneğin; gerçek kişinin uyruğunun kısaltma seklinde değil, tam olarak yazılması gerekir.

  1. Tüzel kişi başvurucu

Başvurucu; şirket, sivil toplum kuruluşu, vb. gibi bir kuruluş ise, tüzel kişiliğin tam adı, sicil numarası, kuruluş ve tescil tarihi, faaliyet alanı, adresi, telefon numarası ve e-posta adresi yazılmalıdır.

  1. Grup başvuruları

Özellikle hayat hakkının ihlali iddialarında olmak üzere, ölenin ya da ölüm riski altında kaybolanların yakınlarının ayrı ayrı başvuru yapmak yerine grup halinde başvuru yapmaları daha pratik ve tercih edilebilir bir yöntemdir.

Aynı konuda iki veya daha fazla başvurucu adına başvuruda bulunuluyorsa, her bir başvurucuya bir sıra numarası verilip, bilgilerinin girilmesi için ayrı sayfa oluşturulması gerekmektedir.

  1. Aleyhinde başvuru yapılan devlet veya devletler

Bu bölümde, sözleşme sistemine dâhil olup, aleyhine başvuru yapılabilecek devletlerin listesi bulunmaktadır. Şikâyetçi olunan konulardan sorumlu olduğu düşünülen, yani başvurunun aleyhine yöneltildiği devlete veya devletlere ait kutucukların işaretlenmesi gerekmektedir.

  1. Gerçek kişi başvurucunun temsilcisi

Bazı başvurucular sağlık sebebi, ceza infaz kurumu veya hastanede olmaları ve başkaca sebeplerle başvuruyu bizzat yapamayabilir ya da yapmamayı tercih edebilirler. Bu durumda, hukuk eğitimi almamış olmalarına rağmen ebeveynler, eşler, çocuklar veya birlikte yaşadığı kişiler temsilci sıfatıyla ebeveynleri, eşleri, çocukları veya birlikte yaşadıkları kişiler adına başvuru yapabilirler.

Bu gibi durumlarda, temsilcinin adı ve soyadı, başvurucuyu hangi sıfatla temsil ettiği, uyruğu, adresi, telefon ve faks numarası ve e-posta adresi yazılarak yakınlık bağına ilişkin belgelerin eklenmesi gerekmektedir.

İhtiyatî tedbir başvuruları faksla yapılabilmektedir. Bu başvuru ile ilgili yazışma ve kararlar da faks üzerinden yapılabilecektir. Aynı şekilde mahkeme belirtilen e-posta adresi üzerinden de iletişim kurmaktadır. Bu nedenle yazılan bilgilerin gerçek olması ve güncelliğini koruması gerekmektedir. İletişim bilgilerinde değişiklik olması durumunda, değişikliğin mahkemeye bildirilmesi yapılacak tebligatların başvurucuya ulaşmaması riski ve bundan dolayı oluşacak hak kaybını önleyecektir.

  1. Tüzel kişi başvurucunun temsilcisi

Tüzel kişi adına yapılacak başvuru, tüzel kişilik adına hareket etme yetkisine sahip bir birey (yönetici, başkan veya yönetim kurulu üyesi vb.) aracılığı ile yapılmalıdır. Bu kişinin adı ve iletişim bilgileri yazılmalı, şirket adına hareket edebilmesi için yetkiye sahip olduğuna dair belgeler eklenmelidir.

  1. Avukat ile temsil

Başvurunun yapılması aşamasında bir avukat tarafından temsil edilme zorunluluğu olmamakla birlikte, başvuru, bir avukat tarafından temsili gerektiren ileri aşamaya ulaştığında, başvurucu mahkeme tarafından bu konuda bilgilendirilir. Başvuru avukat tarafından vekil sıfatıyla yapılıyorsa C.2 bölümünde avukata ait bilgiler yazılmalıdır.

  1. Yetki Belgesi

Başvurucu, kendi adına hareket etmek üzere belirlediği temsilciyi yetkilendirmek için, yetki belgesi başlıklı bu bölümü imzalamalıdır. Bu bölümdeki imzalar ıslak (orijinal) olmalıdır. Bu bölümde yazılması gereken tarih, belgenin imzalandığı tarihtir. Başvurucu tarafından yetki verilen avukat veya hukukçu olmayan 3.kişi de görevi kabul ettiğini belirten bölümü imzalamalıdır.

Formda yer alan bu yetki belgesi haricinde ayrı bir yetki belgesi veya vekaletname gönderilmemelidir. Ancak, formdaki yetki belgesinin başvurucu tarafından imzalanmasını engelleyen kaçınılmaz bir durum söz konusu olması halinde, olaylar kısmına mazeretin anlatılarak, ispat edilmesi ve mahkemenin ikna edilmesi gerekmektedir.

Başvuru yapıldıktan sonra avukatın değiştirilmesi veya yeni bir avukatın yetkilendirilmesi halinde de ayrı bir yetki belgesi sunulabilir. Bu durumda, Mahkemenin internet sayfasında bulunan yetki belgesi kullanılmalıdır. Aksi takdirde başvuru, Mahkeme İçtüzüğü 47. madde gereklerinin yerine getirilmemesi sebebiyle reddedilebilir. Vekaletnamenin 47. maddede bulunan şartları taşımaması nedeniyle çok sayıda başvuru reddedilmektedir.

  1. eComms: Başvurucu temsilcisi ve Mahkeme arasında elektronik iletişim

eComms, Mahkeme ile bir başvurucu temsilcisinin elektronik olarak iletişim kurulabilmesi için, başvurunun hükümete bildirilmesinden itibaren kullanıma açılan bir hizmettir. Bu hizmet, başvurucu temsilcisi tarafından Mahkemeye bildirilen e-posta adresine mahkeme tarafından gönderilecek link üzerinden eComms hesabı açılarak kullanır. E-posta adresi değişikliğinin mahkemeye bildirilmesi gerekmektedir.

  1. Olayların anlatımı

Mahkeme, başvuru formunun usulî kabul edilebilirlik kriterlerini taşıdığı sonucuna ulaştıktan sonra esastan inceleme aşamasına geçilir. Öncelikle başvurucu kısaca tanıtılır. Mağduriyetin, okuyacak kişinin şikâyet konusunu açıkça anlayacağı şekilde, kısa ve öz bir şekilde yazılması önem taşımaktadır. Dava konusu olay ve önceki yargısal süreçler, ilgisiz veya ikincil olaylar dâhil edilmeden kronolojik sıralamaya uygun şekilde anlatılır. Hukukî şikâyet kısmında yer verilmeyecek iddialar olaylar kısmında yazılmamalıdır. Alıntı yapılması gerekiyorsa, kısa tutulmalıdır.

Başvuru konusuna ilişkin bilgilerin, başvuru formunda bu amaçla ayrılmış alanla sınırlandırılması gerekmektedir. Şayet zorunlu ise ilave bilgi ve açıklamalar içeren ve 20 sayfayı geçmeyecek bir belge, başvuru formuna ek olarak sunulabilir. Sunulacak ekte yeni şikayetlere yer verilemez; sadece halihazırda belirtilmiş olan şikayetlerin açıklaması yapılır. Olayın anlatımına formda başlanıp yer kalmadığında bu 20 sayfalık ekten devam edilemez. Ekte, başvuru formunda yer verilen olay özetine atıf yapılarak, orada yazılmayan ayrıntılara yer verilmelidir. Olaylar kısmında yer alan iddiaların belgelendirilmesi gerekir.

  1. İddia edilen Sözleşme ve/veya Protokol ihlallerine ve iddiaların dayanaklarına dair açıklama

Bu bölümde, öne sürülen her bir şikâyet için, Sözleşme veya Protokollerin hangi maddelerinin, nasıl ihlal edildiğinin açık ve özet olarak yazılması gerekmektedir. Şikâyetin, Sözleşme’nin hangi hükümlerine dayandığının ve yaşanan olayların neden bu hükümleri ihlâl ettiğinin belirtilmesi gerekir. Bu açıklama, her bir şikâyet konusu için ayrı ayrı yapılmalıdır. AİHM, yazılan şikâyetlerden kendisi sonuç çıkararak eksiklikleri tamamlama yolunu tercih etmeyeceğinden, sözleşme maddesinin doğru yazılması önem taşımaktadır. Örneğin;

Madde 6§1 : Kasten öldürmeye teşebbüs nedeniyle ve tazminat talebiyle açılan dava çok uzun sürmüştür zira 3 Eylül 2001 tarihinde açılan dava 22 Mart 2012 tarihinde sonuçlanmış, 11 yıldan fazla devam etmiştir.

Madde 6§3-d : Tanık dinletme süresinde yazılı olarak mahkemeden talep edilmesine rağmen, tanık dinletme talebi 10 Şubat 2017 tarihli duruşmada gerekçe gösterilmeden reddedilmiş ve bu nedenle savunma hakkı ihlal edilmiştir.

Şikâyetler temellendirilmeli, sözleşme maddesi gösterilerek şikâyetin neden o hakkı ihlal ettiği izah edilmelidir. Mahkeme her ihlal iddiasını ayrı olarak değerlendirir. Bundan dolayı her madde için ayrı açıklamalar yapmak gerekmektedir.

Bu kısmın doldurulmasında AİHM’nin hükümetlere yönelttiği sorular referans alınabilir. Sorulara, mahkemenin internet sitesinde yer alan veri tabanından ulaşmak mümkündür. AİHM’nin, tam olarak neyi öğrenmek istediği, hangi olay ile ilgili hangi hakkın ihlal edildiğini düşündüğü bu sorulardan anlaşılabilmektedir.

  1. Sözleşmenin 35. maddesinin 1. paragrafı ile belirlenmiş̧ kabul edilebilirlik kriterlerine uygunluk

AİHM, sunulan mahkeme karar ve evrakını inceleyerek başvurunun süresinde yapılıp yapılmadığı, iç hukuk yollarının tüketilip tüketilmediğini değerlendirir.

Bu bölümde iç hukuktaki nihaî kararın ne olduğu belirtilmeli, kullanılabilecek tüm yollarının tüketilmiş olduğu göstermelidir. Yani; AİHM’ne yapılan başvuru öncesinde ulusal makamlara, iddia edilen sözleşme ihlallerini önleme veya düzeltme imkânının verilmiş olduğu ortaya konulmalıdır.

Başvuru konusu şikâyet için;

  • Nihaî kararın kesin tarihi, kararı veren mahkemenin adı ve kararın niteliği;
  • Nihaî karara kadar olan süreçte, alt mahkemelerce veya diğer mercilerce verilmiş kararların tarihleri ve
  • İç hukukta açılan davaların dosya numaraları yazılmalıdır.

Mahkemeler ve diğer karar organları tarafından verilen kararlar, temyiz aşamasındaki dilekçeler ve ayrıca iddianın açıklığa kavuşturulması açısından önemli görülen başkaca belge örnekleri eklenmelidir.

İç hukukta kullanılabilir bir yol bulunmaması halinde, bu durum izah edilmelidir. Şikâyet konusu eylem, tedbir veya kararla ilgili, AİHM’ne dört aylık süre içinde başvurulduğunu gösterebilmek için, söz konusu eylem, tedbir veya kararın örneği sunulmalıdır.

  1. Diğer uluslararası makamlar önündeki başvurulara ilişkin açıklamalar

Daha önce aynı şikâyet için Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi veya başka bir uluslararası organa başvurulmuş olması durumunda 2. başvuru kabul edilemez bulunur. Fakat, aynı olaya ilişkin farklı şikâyet konuları, farklı mercilere taşınabilir. Örneğin; gözaltında işkence ve kötü muamele yapıldıktan sonra, haksız tutuklama sonucu özgürlük hakkı ihlali iddia ediliyorsa, işkence ve kötü muamele için farklı, haksız tutukluluk için farklı kuruluşlara başvuru yapılabilir.

Başvuru konusu şikâyetler daha önce başka bir uluslararası soruşturma veya çözüm makamına götürülmüşse kurum adı, başvuru tarihi, alınan kararlara ilişkin detaylar bu bölümde yazılmalı, başvuru dilekçesi, verilen karar ve belgele örnekleri bu bölümde eklenmelidir.

  1. Başvuruya ek belgeler listesi

Başvuru formunun; İhlaller (E), ihlal edilen sözleşme maddeleri (F), kabul edilebilirlik kriterlerine uygunluk (G) ve diğer uluslararası makamlara yapılan başvurular (H) bölümünde atıfta bulunulan karar, ilam, sözleşme, zabıt, tanık ifadeleri, sağlık raporu gibi belgelerin eksiksiz ve okunaklı örneklerinin kronolojik sırasına göre düzenlenip numaralandırılarak başvuruya eklenmesi gerekmektedir. Şayet başvuru formunda yeterli alan kalmazsa, listeleme ek bir sayfada yapılabilir. Belgeleri birbirine tutturmak için zımba, ataç, yapıştırıcı bant kullanılmamalıdır. Bu belgeler iade edilmeyeceğinden, asılları yerine örneklerinin eklenmesi yeterli olacaktır.

Eksiksiz bir başvuru için gereken bütün belgeleri öngörülen süre içinde temin etmek başvurucunun sorumluluğundadır. Belgelerden bir ya da birkaç tanesi temin edilemez ise bunun nedenleri açıklanmalıdır.

  1. Kullanılmayan iç̧ hukuk yolu

Mevcut olan ama kullanılmayan bir iç hukuk yolu var ise belirtilmeli ve bu yolun kullanılmamasının sebepleri açıklanmalıdır.

  1. Derdest veya sonuçlanmış̧ AİHM başvurusu

Başvuru yapıldığında mahkemede kişiye özel bir dosya açılır. Başvurucu tarafından AİHM’ne daha önce başvuru yapılmış ve mahkemece bir numara gönderilmişse, ikinci başvuruda numaralarının ilgili bölüme yazılması gerekmektedir. Bu bilgi sayesinde önceki dosyalara erişim kolaylaşacak ve başvurunun değerlendirilmesinde Mahkemeye kolaylık sağlanacaktır.

  1. Ek bilgi ve açıklamalar

Bazı AİHM kararları, kararın türüne bağlı olarak mahkemenin internet sitesinde yayınlanmaktadır. Kimlik bilgilerinin açıklanması istenmiyorsa (gizlilik talebi) genel ilke dışında olan bu durumu başvuru yaparken forma yazmak gerekmektedir. Mahkeme, talebin gerekçesine bakarak talep hakkında karar vermektedir.

  1. Beyan ve imza

Bu bölüm, her bir başvurucu veya başvurucu tarafından yetkilendirilen temsilcisi tarafından imzalanmalıdır. İmza orijinal ve ıslak olmalı, kutunun dışına taşırılmamalıdır.

  1. Mahkemenin yazışmalarda muhatap olacağı kişi hakkında bilgi

Bu durum, aynı başvuruda birden fazla başvurucu veya bir başvuruda birden fazla temsilci bulunması halinde önem taşımaktadır. Yazı İşleri Müdürlüğü, sadece bir başvurucu veya bir temsilci ile iletişim kuracaktır.

Bundan dolayı AİHM ile iletişim kurmak üzere seçilecek kişinin “Mahkemenin yazışmalarında muhatap olacak kişi hakkında bilgi” bölümüne yazılması gerekmektedir.

  1. Başvurunun AİHM’ne teslim edilmesi

Mahkemeye başvuru yalnızca posta yolu ile yapılabilmektedir. Başvuru formunun son hali başvurucu ve/veya temsilci tarafından imzalandıktan sonra ekleriyle birlikte posta veya kargo ile The Registrar European Court of Human Rights Council of Europe, 67075 Strasbourg Cedex, France adresine gönderilir.

İhtiyatî tedbir başvuruları aciliyetine binaen öncelikle +33 (0)3 88 41 27 30 no’lu numaraya faks yolu ile gönderilip, daha sonra ıslak imzalı belgeler posta yolu ile gönderilebilir. Islak imzalı başvuru belgesi ve metinler Mahkemeye ulaşmadıkça eksik bir başvuru söz konusu olacaktır.

Başvuru Mahkemeye ulaştıktan sonra kayıt işlemi yapılır ve öncelikle Mahkeme İçtüzüğü 47. maddedeki şartları taşıyıp taşımadığı yönünden inceleme yapılmak üzere ilgili birime yönlendirilir. Örneğin, Türkiye aleyhine yapılan başvurular bu aşamada hakimlere değil 47. madde yönünden uygunluk incelemesi için Türk hukukçulara gönderilir.

  1. Başvuru ne kadar sürede sonuçlanır?

Büyük Daire önünde görülen davalar yoğunluk sebebiyle senelerce sürebilmektedir. Kabul edilemezlik başvuruları hakkında daha hızlı karar verilmektedir. Eğer bir dava açıkça kabul edilemez ise, dosya tek hâkimin kısa kararı ile karara bağlanır ve başvuru reddedilir.

AİHM, içtüzük gereğince basın özgürlüğü ihlali, yaşam hakkına ve vücut bütünlüğüne yapılan saldırı, suçluların iadesi, sınır dışı ve uluslararası çocuk kaçırma konularındaki başvuruları öncelikli davalar kapsamında değerlendirmektedir.

Adil yargılanma hakkı ve mülkiyet hakkı ile ilgili davaların karara bağlanması daha uzun sürmektedir. 

  1. Kararları temyiz etmek mümkün müdür?

Komiteler ve Büyük Daire tarafından verilen kabul edilmezlik kararı kesindir ve temyiz yolu bulunmamaktadır. Ancak bir Daire tarafından verilen esasa ilişkin bir kararın, verildikten sonraki 3 aylık süre içerisinde yeniden inceleme talebiyle Büyük Daire önüne gönderilmesi talep edilebilir. Büyük Daire’ne gönderme talebi ile ilgili yargıçlardan oluşan bir kurul tarafından karar verilir.

  1. Mahkeme kararları nasıl uygulanır?

İhlal kararı verildiğinde, dosya Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine gönderilir. Bakanlar Komitesi, ilgili ülkeyle ve kararların yerine getirilmesinden sorumlu bölüm ile, kararın nasıl uygulanacağı ve benzer yeni ihlallerin nasıl engellenebileceği konusunu değerlendirir.


Ebru Kul

Av. Arzu SAYAR

Av. Fikret Duran

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.