İçeriğe geç

Türkiye’de Avukatlara ve Savunmaya Saldırılar Raporu



Türkiye’de Avukatlara ve Savunmaya Saldırılar
2016-2022

24.01.2022
WELTANWÄLTE e.V.
ALMANYA

ÖNSÖZ

Weltanwälte, bir grup avukat ve aktivist tarafından insan hakları, mesleki gelişme ve meslektaşlar arasında dayanışma sağlanması amacıyla 2021 yılında Almanya’da kurulmuştur. Dernek, bu amaçları gerçekleştirmek üzere; seminerler düzenlemekte, sergiler organize etmekte ve yayınlar yapmaktadır.

Weltanwälte’nin kurucuları ve üyeleri arasında, Türkiye’de avukatlara ve hak savunucularına yönelik gerçekleştirilen baskılar nedeniyle ceza soruşturmalarına muhatap olan, tutuklanan veya Türkiye’yi terk etmek zorunda kalan hukukçular da yer almaktadır. Türk hükümetinin 2016 yılında ilan ettiği OHAL sonrasında, hukukçular doğrudan hedef alınmış, kitlesel tutuklamalar yaşanmıştır. Bazı avukat meslektaşlarımız da ağır baskıların doğrudan ve dolaylı etkisi ile yaşamlarını yitirmişlerdir. Yasama, yargı ve polis gücünün savunmaya ve avukatlara karşı silah olarak kullanılması bizler açısından, bu çalışmanın hazırlanmasında itici ana unsur olmuştur. Raporun hazırlanmasında; çok sayıda aktivist, avukat ve sivil toplum örgütü ile temas kurulmuştur. Yaptığımız görüşmelerde hasarın, sayılara yansıyandan çok daha fazla olduğu fark edilmiştir. Mevzuatta savunma ve avukatlar aleyhine daraltıcı değişiklikler yapılması, idari mercilerin ve mahkemelerin zaten sorunlu olan mevzuatı savunma aleyhine geniş yorumlaması, soruşturmaların gizli yürütülmesi, avukatlara yapılan soruşturmalarda ceza yasalarına ve usuli güvencelere uyulmaması, ülkede fişleme ve cadı avının halen çılgınlık düzeyinde devam ediyor oluşu, avukatlık mesleğinin büyük bir yıkımın muhatabı olduğunu göstermektedir. Bu durum aynı zamanda, raporun hazırlanmasında karşılaştığımız zorluklardan en önemlisi olarak öne çıkmıştır.

24 Ocak Tehlike Altındaki Avukatlar Günü’nde raporumuzu kamuoyuna açıklayarak, Türkiye özelinde otoriter rejimlerin hedefindeki avukatların ciddi bir varlık yokluk mücadelesi verdiklerine dikkat çekilmek istenmektedir. Rapora yansıyan veriler; polis tutanakları, resmî kurumlarca yapılan açıklamalar, savcılık ve mahkeme tutanakları, raportörlerimizce yapılan birebir görüşmeler ve medyada yer alan haberlere dayanmaktadır. Kamu kurumlarının resmi veri paylaşmaması ve ilgili kurumlarca istatistik yayınlanmaması gibi güçlükler nedeniyle, ulaşılabilen sayıların gerçek sayıların altında olduğu tahmin edilmektedir. Ancak derneğimiz, tam sayıların tespiti için çalışmakta, süreçte hukuka aykırı muameleye maruz kalmış her bir avukata ve hak savunucusuna ulaşmayı hedeflemektedir. Türkiye avukatlarının öznesi olduğu bu ağır tablonun bir an önce değiştirilmesi için ulusal ve uluslararası tüm kurum ve kuruluşları harekete geçmeye davet ediyor, avukatların tehlike altında olmadığı bir dünya için daha güçlü mücadeleye çağırıyoruz.

Weltanwälte e.V.

GİRİŞ

24 Ocak 1977’de İspanya’nın başkenti Madrid’de dört işçi avukatı, “Atocha Katliamı” diye anılan bir saldırıda öldürülmüştür. Bu katliamdan sonra 24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü olarak anılmaktadır. 24 Ocak 1977 günü, Atocha Caddesi‘nde ofisleri bulunan bir grup avukat, haksızlıklara karşı işçileri korumakta ve savunma mesleğini ifa etmekte iken ölüm tehditleri almaya başlamış, diktatör Franco yanlısı aşırı sağ unsurlar tarafından yapılan silahlı terör saldırısına uğramış ve yaşamlarını yitirmişlerdir. Saldırganlar merkezi bir lokasyonda bulunan avukatlık bürosuna girmiş, öncelikle telefon hatlarını kesmiş, herkesi bir odada toplamış, ateş etmeye başlamış ve sonra da kaçmışlardır. Enrique Valdelvira, Luis Javier Benavides ve Ángel Rodríguez Leal olay mahallinde; Javier Sauquillo ve Serafín Holgado ise hastanede yaşamını yitirmiştir.1 Bu olay yıllar sonra avukatlara yönelen saldırı, tehdit ve baskılara karşı geliştirilen ve her 24 Ocak’ta düzenlenen Tehlike Altındaki Avukatlar Günü’nün hareket noktası olmuştur. “Uluslararası Tehlike Altındaki Avukatlar Günü”, 2012 ve 2019’da olmak üzere iki defa Türkiye’deki avukatlara ithaf edilmiştir.2

Avukatlar, hem soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde yaşanan hukuka aykırı uygulamaların önüne geçilmesinde, hem de hukuka aykırı işlemler yapan hakim, savcı ve kolluk görevlileri gibi meslek grupları açısından olayları dışardan gören ve denetleyen bir konumda durmaktadır. Bu nedenle Türkiye’de OHAL dönemiyle başlayan insan hakkı ihlalleri ve hukuka aykırı uygulamaların daha kolay icra edilebilmesi için avukatların çeşitli yöntemlerle sistemin dışına itilmesi ve etkisizleştirilmesi yoluna gidilmiştir. Bu yöntemlerin öncülü OHAL KHK’ları ile kanunlarda değişiklik yapılması ve sonrasında bu KHK’ların meclisten geçirilerek yasalaştırılıp kalıcı hale getirilmesi olmuştur. Bir başka yöntem olarak avukatların kitlesel gözaltı ve tutuklamalara maruz bırakılması yoluna başvurulmuştur. Staja başlama başvurularının reddedilmesi ve avukatlık ruhsatının verilmemesi ya da ruhsat iptalleri bir başka bertaraf etme şekli olarak uygulanmaktadır. Avukatlara yapılan fiili engellemeler ve ölümle-yaralanmayla neticelenen saldırılar da sindirme ve etkisiz kılma sürecinin bir parçası olarak değerlendirilmektedir. Bu yöntemler bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Türkiye’de avukatların sistematik bir saldırı altında olduğu, etkisizleştirildiği ve hukuk sisteminin dışına doğru itildiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Raporda bu yöntemler başlıklar halinde incelenecektir.

  1. MEVZUAT KISKACINDA AVUKATLAR ve SAVUNMA

Avukatlara Saldırıda Kullanılan Koçbaşı: Terörle Mücadele Mevzuatı

15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan başarısız darbe girişiminin ardından Türkiye’de kitlesel gözaltı ve tutuklama dalgası başlatılmıştır. Bu kitlesel gözaltıların öncelikli hedeflerinden biri de avukatlar olmuştur. Avukatlık mesleğinin savunmayı temsil eden doğası gereği yasal ve usule dair bazı güvenceler bu soruşturma dalgasını yavaşlatan bir engel olarak görülmüştür. Yasal ve usuli güvenceleri bertaraf etmek için 1991 yılında çıkarılan 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu (TMK)3 koçbaşı olarak kullanılmıştır. AİHS ve ilgili uluslararası sözleşmeler ile ulusal kanunlarda yer alan çok sayıda güvenceyi ortadan kaldıran, bu niteliği nedeniyle yürürlükte olduğu 30 yıldır eleştirilen TMK, avukatlara saldırının temel sağlayıcısı olmuştur. Gözaltılar, tutuklamalar, ihraçlar, ruhsat iptalleri, görevden yasaklamalar ve daha pek çok hukuka aykırı uygulama alanlarına, hukukun kapısı TMK ile kırılarak girilmiştir.

Birleşmiş Milletler ile Avrupa Konseyi organları başta olmak üzere çok sayıda uluslararası kuruluş ve STK, TMK düzenlemelerinde terör tanımının çok muğlak ve geniş ele alındığını, hukuken belirlenebilir ve öngörülebilir olmadığını, hukuka uygun eylemlerin dahi terör kapsamında değerlendirilmesine olanak sağlar nitelikte olduğunu ifade eden çok sayıda rapor hazırlamışlardır.4 Raporlarda özellikle terörle mücadele kapsamındaki suçların uluslararası norm ve standartlarla uyumlu hale getirilmesi, TMK hükümlerinin hukuken öngörülebilir ve sınırları daha belirgin hale getirilmesi gerekliliği vurgulanmıştır. AİHM Büyük Dairesi de 2020 tarihli kararında, TMK hükümlerinin ve TCK 314’üncü maddesinin hukuken öngörülebilir olmadığını tespit etmiştir.5

Avukatlar, TMK’nın açtığı kapıdan girilerek kolayca “terör örgütü yöneticisi, terör örgütü üyesi, örgüte yardım” gibi suçlamalarla karşı karşıya bırakılmaktadır. Avukatlar müdafi olarak yer aldıkları hukuki süreçlerde; hukukun üstünlüğünü ve adil yargılama ilkelerini muhafaza etmeye çalışan, yargı sisteminin asli unsurları olarak değil, terör şüphelilerinin etkin bir şekilde soruşturulmasını veya kovuşturulmasını engellemeye çalıştıklarından şüphelenilen kişiler olarak görülmektedirler.6

Avukatlara ‘Olağanüstü’ Saldırı Aracı KHK’lar

Türkiye’de avukatları ve savunma mesleğini hedef alan faaliyetlerin en önemli ayağı yürütmece çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname’lerde (KHK) yer almaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderlik ettiği hükümetin Olağanüstü Hal (OHAL) sırasında KHK ile getirdiği ve sonrasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce yasalaştırılan düzenlemeler, avukatların soruşturma ve kovuşturmalardaki yetkilerini azaltmayı hedeflemektedir. Geride kalan altı yılın ardından bu hedefe büyük oranda ulaşıldığı, avukatların soruşturma ve kovuşturma süreçlerine katkısının azaltıldığı, etkili savunma yapma girişimlerinin yaptırımla karşılaştığı, avukatlar hakkında çok daha yaygın şekilde adli ve idari süreçler yürütüldüğü görülmektedir.

KHK ile Avukat Müvekkil Görüşmelerine Kısıtlama

667 sayılı KHK ile yapılan düzenlemede ilk olarak; tutuklu ve hükümlülerin avukatlarıyla gizli ve özel görüşme hakkına, bu hakkı anlamsız hale getirir ölçüde sınırlama getirilmiştir.7 Bu KHK hükmü, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 59/5 maddesinde yapılan bir değişikle yasalaştırılmıştır.8 İlgili hükme göre; avukatların müvekkilleri ile görüşmeleri kayda alınabilmekte, görüşmede bir görevli hazır bulunabilmekte, avukat ile müvekkilin birbirlerine verdikleri belgelere, dosyalara ve görüşme notlarına el konulabilmekte, görüşme süresi sınırlanabilmekte, görüşme sonlandırılabilmekte ve avukatın değiştirilmesi için barodan talepte bulunulabilmektedir. Bu koşullar altında bir tutuklu ya da hükümlünün avukatıyla görüşme yapmasının hiçbir pratik faydası olmamaktadır. Görüşmelerde dosya içeriği ya da savunma stratejisinin konuşulması dolayısıyla etkili bir hukuki yardım sunmak mümkün olmamaktadır.

KHK ile Avukat-Müvekkil Dosyalarına ve Görüşme Notlarına El Konulması

667 sayılı KHK ile yapılan düzenleme yasalaşmıştır. Sonrasında bu kanuna dayanılarak çıkarılan Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik 29 Mart 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.9 Yönetmeliğin 72. maddesinde; Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlardan hükümlü bulunanların, avukatları ile yapacakları görüşmelerde, avukatın savunma ile ilgili olduğunu söylediği evrak ve dosyalar ile avukatın görüşmede tuttuğu el yazısı notların aranabileceği düzenlenmiştir. Bu hüküm, savunma hakkını ve avukat-müvekkil mahremiyetini temelden zedelemektedir. İstanbul Barosu’ndan Avukat Sümeyra Bulduk, 25 Mart 2021 tarihinde, Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda müvekkilleri; İstanbul Emniyeti Terörle Mücadele Şube eski Müdürü Ömer Köse ve eski emniyet Amiri Gafur Ataç’la görüşme yapmıştır. Müvekkilleriyle yaptığı görüşme sonrası Bulduk’un üzeri aranmak istenmiştir. Keyfi aramaya izin vermeyen avukat Bulduk’un avukat kimliğine el konularak cezaevi kapıları 3 saat boyunca üzerine kilitlenmiştir. Ardından infaz koruma memurları ve polislerce ‘çıplak arama’ya maruz bırakılmıştır. Bulduk, sorumlulardan şikayetçi olmuştur. Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı, 19.10.2021 tarihinde şikayetle ilgili kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermiştir.10 Bulduk tarafından takipsizlik kararına karşı yapılan itiraz başvurusu da 03.01.2022 tarihinde Tekirdağ Sulh Ceza Hakimliği’nce reddedilerek kesinleşmiştir.

KHK ile Avukatların Soruşturma ve Kovuşturmalardan Yasaklanması

OHAL sırasında çıkarılan KHK’larla getirilen başka bir düzenlemeyle; avukatların, terörle mücadele kapsamındaki suçlardan soruşturulan ya da kovuşturulan kişilerin müdafiliğini yapmaları daha kolay yasaklanabilmektedir. Türk Ceza Kanunu’nun (CMK) 151’inci maddesinin 3 ve 4’üncü fıkralarına göre; bir avukat hakkında terörle mücadele kapsamındaki suçlardan açılmış bir dava olması halinde avukatlar, terörle mücadele kapsamındaki suçlardan soruşturulan ya da kovuşturulan birinin müdafiliğini üstlenmekten yasaklanabilmekteydi. 676 sayılı KHK’nın 2’nci maddesi11 ile yapılan ve sonrasında yasalaşan düzenlemede, yasaklama için avukat hakkında soruşturma olması yeterli görülmüş ve yasaklama yetkisinin sınırları genişletilmiştir. Devam eden süreçte bu madde hükmüne dayanılarak çok sayıda avukat hakkında soruşturmadan ya da davadan yasaklama kararı verilmiştir. Human Rights Watch’ın Nisan 2019 tarihli raporunda bu uygulamanın çok sayıda örneğine yer verilmiştir.12 Örneğin; Aralık 2018 tarihinde verilen bir kararda, haklarında terör suçlarından soruşturma veya kovuşturma yürütülen 131 avukat, yasadışı Marksist Leninist Komünist Partisi ile bağlantılı olmakla suçlanan insanlar hakkında halen yürütülmekte olan soruşturma kapsamında itham edilen şüphelilerin müdafiliğini üstlenmekten yasaklanmıştır. Aralık 2017’de verilen bir başka kararla, FETÖ üyeliğinden haklarında soruşturma veya kovuşturma yürütülen farklı il barolarına kayıtlı 322 avukatın, hakkında FETÖ üyeliğinden soruşturma yürütülen herhangi bir müvekkilin müdafiliğini veya vekaletini üstlenmesi yasaklanmıştır. Tutuklu Avukatlar İnisiyatifi’nin Şubat 2018 raporuna göre; sadece İstanbul’da, İstanbul 8. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından Ekim 2017’de 100 avukat hakkında müvekkillerini temsil etmekten yasaklama kararı alınmıştır.13 Bu değişiklik, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 29 Kasım 2019 tarihli kararı ile iptal edilmiştir.14

KHK ile Avukatların Gözaltındaki Müvekkilleriyle Görüşmesinin Yasaklanması

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 154’üncü maddesi, şüpheli ya da sanığın avukatıyla gizli olarak görüşebileceğini ve yazışmalarının denetlenemeyeceğini düzenlemektedir. 676 sayılı KHK ile bu maddeye yeni bir fıkra eklenmiştir.15 Bu KHK hükmü de aynen yasalaşarak CMK 154/2 şeklinde kanunda yerini almıştır.16 Buna göre; terör suçlarında gözaltındaki şüphelinin müdafi ile görüşme hakkı yirmi dört saat süreyle kısıtlanabilmektedir. Bununla birlikte uygulamada bazı avukatlar, haklarında terör soruşturması olduğu gerekçesiyle ilk 24 saat dolduktan sonra da müvekkilleriyle görüştürülmemektedir. Gözaltında geçen ilk 24 saatte avukatın süreç dışına itilmesi, işkence ve kötü muamele vakalarının da artmasına ve faillerin daha rahat hareket edebilmelerine olanak tanıdığı gözlemlenmektedir.

KHK ile Davalarda Avukat Sayısının Sınırlandırılması

676 sayılı KHK’da yapılan bir düzenlemeyle; terörle mücadele kapsamındaki suçlarda kovuşturma aşamasında en fazla üç avukatın duruşmaya girebileceği belirtilmiştir. Bu KHK hükmü TBMM’de 01.02.2018 tarihinde aynen kabul edilerek CMK’nın 149/2 maddesine eklenmiştir. Kalıcı hale gelen bu düzenleme ile artık; “örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar bakımından yürütülen kovuşturmalarda, duruşmada en çok üç avukat hazır bulunabilir” durumdadır.17 Kimi örgüt davalarında çok sayıda sanık birlikte yargılanmakta ve binlerce sayfayı bulan iddianameler yazılabilmektedir. Dava dosyasında evrak sayısı on binlerce sayfayı bulabilmektedir. Bu gibi davalarda duruşmaya katılacak avukat sayısının üç olarak sınırlandırılması avukatlık mesleğinin icrasını hayli güçleştirmektedir.

KHK ile Avukatın Yokluğunda Yargılama Yapılması

KHK ile gelen bir önemli değişiklik de CMK’nın 188/1 maddesindeki kurala getirilen istisna oldu. Söz konusu maddeye eklenen hükme göre: “Müdafinin mazeretsiz olarak duruşmayı terk etmesi halinde duruşmaya devam edilebilir”. Böylece, avukat yokluğunda duruşmaya devam etmenin yolu açılmıştır. Bu istisna 696 sayılı KHK ile daha da genişletilmiş ve maddeye, “mazeretsiz olarak duruşmaya gelmemesi” şeklinde ek yapılmıştır.18 694 sayılı KHK ile ise müdafinin yokluğunda hüküm verilmesinin de önü açılmıştır. CMK 216/3 fıkrasına göre, “Hükümden önce son söz, hazır bulunan sanığa verilir.” Bahsi geçen KHK ile fıkraya; “Bu aşamada zorunlu müdafinin hazır bulunmaması hükmün açıklanmasına engel teşkil etmez” şeklinde ek yapılmış, KHK hükmü 01.02.2018 tarihinde aynen kabul edilerek yasalaşmıştır.19

KHK ile Avukatların Tanık Dinletme Taleplerinin Reddedilmesi

Ceza yargılamalarında tanık dinlenilmesi önem arz etmektedir. CMK’nın 178 maddesi gereği; “Mahkeme başkanı veya hâkim, sanığın veya katılanın gösterdiği tanık veya uzman kişinin çağrılması hakkındaki dilekçeyi reddettiğinde, sanık veya katılan o kişileri mahkemeye getirebilir. Bu kişiler duruşmada dinlenir.” 676 sayılı KHK ile bu hükme savunma aleyhine bir ekleme yapılmıştır. 01.02.2018 tarihinde yasalaşan düzenlemeye göre; “davayı uzatmak amacıyla yapılan talepler reddedilir”.20 Bu hükümle terör davalarında zaten dezavantajlı konumda olan savunmanın alanı biraz daha daraltılmış, mahkemelerin keyfi kararlarına yasal zemin hazırlanmıştır.

KHK ile Avukatsız Yargılama Yapılması

694 sayılı KHK ile koruma altındaki tanıkların ve gizli soruşturmacıların avukat huzurunda dinlenilmekten ve çapraz sorgu yapılmasından kaçırılması imkanı getirilmiştir. Yasalaşarak kalıcı hale getirilen düzenleme CMK 139/3 olarak kanunda yerini almıştır. Maddeye göre; “Soruşturmacı, kovuşturma evresinde tanık olarak dinlenmesinin zorunlu olması halinde, duruşmada hazır bulunma hakkına sahip bulunanlar olmadan veya ses ya da görüntüsü değiştirilerek özel ortamda dinlenir.”

694 sayılı KHK ile CMK 196/4 olarak eklenen düzenlemeyle; “Hâkim veya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda, aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle yurt içinde bulunan sanığın sorgusu yapılabilir veya duruşmalara katılmasına karar verilebilir.”21 Mahkemeler bu hükme dayanarak yaygın şekilde, cezaevindeki tutuklu sanıkların duruşmalara şahsen katılmalarına izin vermemektedir. Yüz yüzelik ilkesini çiğneyen bu uygulama ile yargılamalar adeta avukatlardan kaçırılmakta ve formaliteye dönüştürülmektedir.

Avukatlığın Siyasallaşması: Çoklu Baro Düzenlemesi

Siyasal iktidarın avukatların meslek kuruluşu Barolar ve Türkiye Barolar Birliği ile ilişkisi gerilimli olmuştur. Son yıllarda artan gerilimin bir neticesi olarak iktidar harekete geçmiş ve baroları etkisizleştireceği öngörülen bazı yasa değişikliklerini uygulamaya koymuştur. Avukat sayısı 5 binden fazla olan illerde asgari 2 bin avukatla yeni bir baro kurulabilmesini öngören yasa tasarısı, 2020 yılının Temmuz ayında TBMM Adalet Komisyonu’nda ve devamında Genel Kurul’da görüşülmüştür. Görüşmelere baro başkanlarının katılmasına izin verilmemiştir. Tasarı 11 Temmuz 2020 tarihinde kabul edilerek yasalaşmıştır.22 Ana muhalefet partisi, yasayı Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal talebiyle AYM’ye taşımıştır. Bu başvuru, 1 Ekim 2020 tarihinde reddedilmiştir.23 9 Ekim 2020 tarihinde Venedik Komisyonu bu yasa değişikliği ile ilgili görüş yayınlamıştır. Venedik Komisyonu; “Aynı şehirde birden fazla baro kurulmasının hukuk mesleğinin daha fazla siyasallaşmasına yol açması yönünde gerçek bir risk vardır. Bu, avukatların normalde oynaması gereken tarafsız rol ile uyumsuzdur. Ayrıca, uluslararası insan hakları sözleşmelerinin ve bağlayıcı olmayan uluslararası hukuk kaynaklarının zımnen zorunlu kıldığı ve hukukun üstünlüğünün gerekliliklerinden biri olan avukatların bağımsızlığını da tehlikeye atacaktır.” şeklinde görüş bildirmiştir.24 İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve Uluslararası Hukukçular Komisyonu (ICJ) da 8 Temmuz 2020 tarihinde Avukatlık Kanunu’nda yapılacak değişiklikleri değerlendiren bir soru ve cevap belgesi yayınlamıştır.25 Belgede; hükümetin çoklu baro planının, hukuk mesleğini siyasi açıdan bölmek ve baroların insan hakları gözlemciliği rolünü ortadan kaldırmak olduğu ifade edilmiştir.

Çoklu Baro düzenlemesi de gelinen noktada avukatlara baskının bir aracı olmuştur. İstanbul ve Ankara’da kurulan alternatif barolara üye kaydı aşamasında bazı avukatlar baskıya maruz kalmaktadırlar. İstanbul Barosu 16.02.2021 tarihinde yaptığı bir açıklamada; kamu kurumları ile kamu bankalarında çalışan avukatların kurulan yeni baroya kaydolmaya zorlandıklarını duyurmuştur. Açıklamaya göre; yeni baroya kaydolmayanların sözleşmelerinin feshedileceği ya da başka illere tayin edilecekleri söylenmiştir.26

Ankara Barosu da 01.02.2021 tarihinde benzer bir açıklama yaparak kamu avukatlarının baskıya maruz kaldıklarını dile getirmiştir.27 Açıklamayla Ankara’da ikinci baronun kurulmasına yönelik çalıştığı kurumda baskıya uğrayan avukatlara çağrı yapılmış, “Çalıştığı kurumda baskıya uğrayan meslektaşlarımızın hukuki süreçte de yanlarında olduğumuzu, bu baskıya vücut veren, aracı olan tüm ilgililer hakkında yapılacak suç duyuruları dahil olmak üzere hukuki mücadelemizin sonuna kadar verileceğini belirtiyoruz.” ifadesine yer verilmiştir.

  1. GÖZALTI ve TUTUKLAMA SARMALINDA AVUKATLAR

Türkiye’de avukatlara yöneltilen en ağır ve yıkıcı saldırıların başında gözaltı ve tutuklamalar gelmektedir. Gerek barolar gerekse TBB tarafından, kaç avukatın gözaltına alındığı, tutuklandığı, hakkında dava açıldığı, hapis cezasına çarptırıldığı ve beraat ettiği gibi başlıklarda herhangi bir istatistik yayınlanmamakta, kamuoyuna paylaşılmamaktadır. Bu husus sağlıklı bir değerlendirme yapmayı ve net verilere ulaşmayı zorlaştırmaktadır. Bugün itibariyle kaç avukatın tutuklu veya hükümlü olduğuna dair veriler STK’ların çabaları ile belirlenmeye çalışılmaktadır.

İstanbul Barosu avukatlarından Büşra Uygun, 19.03.2021 tarihinde CİMER üzerinden Adalet Bakanlığı’na yönelttiği soruda; cezaevinde kaç avukatın tutuklu ve hükümlü olarak kaldığına ilişkin bilgi talep etmiştir. Bakanlık 28.04.2021 tarihli cevabında; tutuklu avukatlar konusunun “kurum içi düzenlemeler” kapsamında olduğunu belirterek cevaplamamıştır.28 İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu Şubat 2019’da bir soru önergesi vermiş, tutuklu ve hükümlü avukatların sayısını sormuştur. Adalet Bakanı cevabında, 2016 yılında 354, 2017 yılında 487, 2018 yılında 169, 2019’un ilk dört ayında ise 143 avukatın cezaevinde olduğunu açıklamıştır.29

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin 2018 yılında yayınladığı rapora göre ise; 2017 yılı sonu itibariyle Türkiye’de 570 avukat tutuklanmış, bin 470 avukat hakkında soruşturma açılmış, 79 avukat ağır cezalara çarptırılmış ve 14 Baro başkanı tutuklanmıştır.30

Tutuklu Avukatlar İnisiyatifi tarafından 10.12.2021 tarihinde yayımlanan raporda da, Türkiye’de hukuk mesleğine yönelik sistematik saldırılara ilişkin sayısal verilere yer verilmiştir. Baskı başlıklı rapor; 1.600’den fazla avukat hakkında soruşturma açıldığını, 615 avukatın gözaltına alındığını, 474 avukatın silahlı terör örgütü üyeliği veya terör propagandası suçlamasıyla toplam 2.966 yıl hapis cezasına çarptırıldığını ifade etmektedir.31

Raporun hazırlanması sürecinde raportörlerce, görüşülen 50 kişiden alınan bilgilere dayanarak sayısal veriler elde edilmiştir. Weltanwaelte, sayıların netleştirilmesine yönelik çalışmalarını sürdürmektedir. Mevcut belirlemelere göre 2016 yılından bu yana; 1638 avukat hakkında soruşturma başlatılmış, 903 avukat hakkında gözaltı işlemi uygulanmış, 665 avukat tutuklanmıştır. 181 avukat halen cezaevindedir. 40 avukat hakkında yakalama kararı vardır ve 586 avukat hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir.

 ŞehirSoruşturmaGözaltıTutuklananCezaevindeYakalamaHükümlü
Adana31221410
7
Adıyaman10651
4
Afyon2221166
16
Ağrı411


2
Aksaray161698
5
Amasya





Ankara183956810441
Antalya57403061030
Ardahan1111

1
Artvin





Aydın10994
6
Balıkesir8862
7
Bartın2111
2
Batman6322

1
Bayburt11


1
Bilecik221

1
Bingöl5




Bitlis1





Bolu11112

3
Burdur1111
1
Bursa2418152
16
Çanakkale4422

2
Çankırı21



Çorum14965

4
Denizli2217173
15
Diyarbakır792222

22
Düzce7632
3
Edirne211

1
Elâzığ3111
1
Erzincan2222
2
Erzurum6825185
14
Eskişehir1917115
14
Gaziantep221942
15
Giresun6661
4
Gümüşhane111

1
Hakkâri2




Hatay211


Iğdır1



Isparta1288237
İstanbul4321451392414126
İzmir126646327635
K.Maraş25228117
Karabük3321
1
Karaman221

2
Kars211

1
Kastamonu881


Kayseri4342264
25
Kırıkkale443

3
Kırklareli





Kırşehir2111
1
Kilis2




Kocaeli13762
8
Konya65452711
27
Kütahya7721
2
Malatya1644

8
Manisa121241
11
Mardin141065
3
Mersin261811
111
Muğla4332
1
Muş2




Nevşehir5332

Niğde654

3
Ordu555

2
Osmaniye311

1
Rize





Sakarya1166
14
Samsun2623151
14
Siirt53


1
Sinop





Sivas1285

9
Şanlıurfa3015105
11
Şırnak1




Tekirdağ5433

Tokat5433
3
Trabzon171261
4
Tunceli211


Uşak553

5
Van1521

5
Yalova1




Yozgat22



Zonguldak111072
4
Toplam163890366518140586
Tablo: Şehirlere Göre Avukatlar Hakkındaki Adli İşlemler

  • Yargı Eliyle Hayattan Koparılan Avukatlar

Avukat Ebru Timtik

İstanbul Barosu’na kayıtlı bir avukat olan Ebru Timtik, Çağdaş Hukukçular Derneği’nde yöneticilik yapmış, ağırlıklı olarak işçilerin, öğrencilerin ve demokratik haklarını kullanmak isteyenlerin avukatlığını üstlenmiştir. Çağdaş Hukukçular Derneği ve Halkın Hukuk Bürosu üyesi 18 avukatın, DHKP-C (Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi) silahlı örgütünün üyesi ve yöneticisi olmakla suçlandığı dava İstanbul’da görülmüştür. 2017 yılının eylül ayında tutuklanan Timtik, 30 Mart 2019’da, yasadışı DHKP-C üyesi olmak iddiasıyla 13 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştır.32 Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye’den sorumlu üst düzey kampanya yöneticisi Milena Buyum, kararı “Bir adaletsizlik tragedyası ile karşı karşıyayız. Siyasi baskının altında işlemeyen, adeta sakatlanmış mahkemeler adil yargılama yapamıyor. Hayatlarını başkalarının haklarını savunmaya adayan bu avukatlar, ne yazık ki, ciddi derecede sorunlu yargılamalara maruz kaldı.” ifadeleriyle değerlendirmiştir.33 İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, Timtik’in istinaf başvurusunu Ekim 2019’da reddetmiştir. Avukat Timtik, adil yargılanma talebiyle 2 Ocak 2020’de açlık grevine başlamış ve açlık grevini 5 Nisan 2020’de ölüm orucuna çevirmiştir. Ebru Timtik, kendisi ve meslektaşları da dahil olmak üzere Türkiye’de binlerce insanın ceza adaleti sisteminde adil yargılanma hakkının temel prensiplerinin ihlal edilmesi nedeniyle mağdur edilmelerini protesto ederken tutuklu bulunduğu cezaevinden sevk edildiği hastanede, 27 Ağustos 2020 tarihinde yaşamını yitirmiştir.34 Avukat Timtik, ölüm orucunun 238’inci gününde hayata veda ettiğinde, davası Yargıtay’da temyiz incelemesini beklemekteydi.

Avukat Melek Sarı

Adana Barosu’na kayıtlı Avukat Melek Sarı, 2012 yılında kanser hastalığına yakalanmıştır. Sarı, uzun ve yorucu kanserle mücadele sürecinin ikinci yılında aktif avukat olarak çalışmayı bırakmak zorunda kalmıştır. Meslektaşlarının kendisine moral ve motivasyon sağlamak için yaptığı teklifi kabul eden Avukat Sarı, Nizam Hukukçular Derneği‘ne yönetim kurulu başkan yardımcısı olmuştur. 15 Temmuz 2016 sonrasında, Avukat Sarı’nın da aralarında yer aldığı Nizam Hukukçular Derneği üyesi avukatlar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçlamasıyla soruşturma başlatılmıştır. Avukat Sarı, 2 Eylül 2016 tarihinde gözaltına alınmış ve hakkında adli kontrol kararı verilmiştir. Tekrar gözaltına alınacağı ve tutuklanacağı kaygısıyla yaşayan Sarı’nın tedavi süreci kötüleşmeye başlamıştır. Avukat Sarı; adı geçen derneğin yönetim kurulu üyesi olduğu ve oğlunu Gülen Hareketi’yle ilişkili olduğu iddia edilen bir Anaokuluna kaydettiği iddiası ile yapılan yargılamada, 30 Eylül 2017 tarihinde terör örgütü üyesi olmaktan 9 yıl hapisle cezalandırılmıştır.35 Tüm bu yaşananlar sonucu hastalığı hızla ilerleyen Sarı, 8 Ocak 2019 tarihinde hayatını kaybetmiştir.36

Avukat Metin Yücel

Bilecik Barosu’na kayıtlı Avukat Metin Yücel, 19 Ekim 2016 tarihinde yapılan operasyonla gözaltına alınmıştır. Yücel’in evinde ve ofisinde yapılan aramada, bilgisayarlarına, dosyalarına ve evraklarına el konulmuştur.37 Hukuka aykırı ve dayanaksız biçimde terör örgütü üyeliği iddiasıyla tutaklanan Yücel, Düzce Cezaevi‘ne konulmuştur. Avukat Yücel, 18 Ocak 2021 tarihinde, tutuklu bulunduğu cezaevinde Kovid-19 sebebiyle vefat etmiştir. Yücel’in ölüm haberini HDP Milletvekili ve insan hakları savunucusu Ömer Faruk Gergerlioğlu, Twitter hesabından duyurmuştur.38

Avukat Nafi Deniz

İstanbul Barosu avukatlarından Nafi Deniz, 667 sayılı KHK ile kapatılan hukuk derneklerinden biri olan Boğaziçi Avukatlar Derneği‘nin genel sekreterliği görevini yürütmüştür.39 Deniz hakkında, dernek genel sekreterliği yapması nedeniyle terör örgütü yöneticiliği iddiası ile soruşturma başlatılmış ve yakalama kararı verilmiştir. Yaşadığı yoğun stresi bünyesi kaldıramayan Deniz, kalp krizi geçirmiştir. 15 Temmuz olayları sonrasında medyaya servis edilen işkence görüntülerinin oluşturduğu korku iklimi nedeniyle, işkence göreceği endişesiyle hastaneye gidemeyen Deniz, 2017 yılında ikinci kez geçirdiği kalp krizine yenik düşerek vefat etmiştir. Evli ve 2 çocuk babası Avukat Nafi Deniz, 43 yaşında cadıavı mahiyetindeki yargı pratiği eliyle hayattan kopartılmıştır.

  • Eziyet Altındaki Avukatlar

Avukat Mustafa Özben

Ankara Barosu’na kayıtlı Avukat Mustafa Özben, KHK ile kapatılan Turgut Özal Üniversitesi’nde de öğretim görevlisi olarak da çalışmaktaydı. Özben, 9 Mayıs 2017 tarihinde, her zamanki gibi kızını okula bırakmış ve dönmek için aracına bineceği sırada, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) elemanlarınca, siyah bir Transporter araca bindirilip kaçırılmıştır. Başına çuval geçirilip el ve ayaklarına kelepçe takılan Avukat Özben, hangar gibi bir yere getirilmiş ve üzeri soyularak 3 m2’lik bir hücreye kapatılmıştır. 92 gün tutulduğu bu yerde ağır işkenceler yapılarak sorgulanan Özben, 8 Ağustos 2017 tarihinde, Yenimahalle ilçesinde bulunan Karşıyaka Mezarlığı’na yakın bir yerde bir kenara atılıp bırakılmıştır. Türkiye’de kendisi ve ailesi için can güvenliğinin olmadığını, huzur ve güven ortamının kalmadığını anlayan Özben, ölüm tehlikesini de göze alarak, Türkiye’yi illegal yollardan terk etmek zorunda kalmıştır. AYM, Gülen Hareketi soruşturmaları kapsamında kaçırılıp işkence gören Mustafa Özben’in bireysel başvurusunu kabul ederek, 24 Şubat 2021’de verdiği kararla; Özben’in “yaşam hakkının ihlal edildiğine” hükmetmiştir. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tekrar soruşturma yapmasını isteyen AYM, Özben’e 54 bin TL tazminat ödenmesine de karar vermiştir. Mustafa Özben, yaşadıklarını 21.09.2021 tarihinde Cenevre’de yapılan Türkiye Tribünali’nde de anlatmış, yapılan oturumda Mustafa Özben’e karşı ciddi hukuksuzlukların, hürriyetten men ve işkence suçlarının işlenildiğine hükmedilmiştir.

Avukat Özge Elif HENDEKÇİ

Avukat Özge Elif Hendekçi, 17 Ağustos 2017 günü gözaltına alınmıştır. O sırada 8 aylık hamile olan ve sıkıntılı bir hamilelik süreci geçiren Hendekçi, 1 hafta gözaltında tutulmuş ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştır. Avukat Hendekçi, 26 Eylül 2017 tarihinde Bahar isimli bir kız çocuğu sahibi olmuş ve 20 Aralık 2017 tarihinde tekrar gözaltına alınmıştır. 3 günlük gözaltı sonucunda Tokat Başsavcılığına giderek ifade vermesi şartıyla serbest bırakılmıştır. Hendekçi, Tokat Savcılığının çağrısına uyarak 3 aylık bebeğiyle Tokat Savcılığına gitmiş ve aynı gün gözaltına alınmıştır. 2 günlük gözaltının ardından 29 Aralık 2017 tarihinde tutuklanarak bebeği ile birlikte Tokat Cezaevi’ne gönderilmiştir. Avukat Hendekçi, tutuklandıktan sonra hakkında karalama kampanyaları yapılmış ve medyada “tutuklanmamak için hamile kaldı” şeklinde insan onuruna aykırı yayınlar yapılmıştır. 20 Temmuz 2018 tarihinde Hendekçi’ye, “silahlı terör örgütüne üye olmak” iddiasıyla 7 yıl 11 ay hapis cezası verilmiştir.

Avukat Turan Canpolat

Malatya Barosu’na kayıtlı bir avukat olan Turan Canpolat; bir müvekkilinin ev aramasına katılmış, aramada tespit ettiği hukuksuzlukları tutanağa geçirmiştir. Aramanın ardından gözaltındaki müvekkilinin ifadesine katılmak üzere emniyete giden Canpolat, polis merkezine varır varmaz gözaltına alınmıştır Avukat Canpolat, gözaltına alınmasından üç gün sonra 27 Ocak 2016 tarihinde tutuklanmıştır. Tutuklama kararında Canpolat aleyhine hiçbir delilden söz edilmemiştir. Tutuklanmasından 20 gün sonra yani 17 Şubat 2016 tarihinde ise daha önce ifadesi alınıp serbest bırakılan Avukat Canpolat’ın müvekkili yeni bir ifade vermiş ve önceki ifadesinde hiç yer almayan kurgulanmış olduğu görülen olaylar anlatmıştır. Devamında 15 Temmuz darbe girişiminden 6 ay önce tutuklanan Canpolat’ın, darbe teşebbüsüne de iştirak ettiği yönünde akıldışı iddialar da suçlamalar arasında yerini almıştır. Avukat Canpolat hakkında, terör örgütü üyeliği suçlamasıyla 10 yıl hapis cezası verilmiş ve verilen karar 9 Eylül 2021 tarihinde Yargıtay tarafından onanmıştır. Hukuka aykırı iddialarla, mevzuata aykırı bir yargılama sürecinin sonunda mahkum edilen Avukat Turan Canpolat, halen tek başına bir hücrede tutuklu bulunmaktadır.

  1. RUHSAT MÜCADELESİNDE AVUKATLAR

Avukatlara ve savunma mesleğine yönelik saldırıların bir diğer görünüm şekli; avukatlık mesleğine kabul aşamasında yaşanan ruhsat iptalleridir. 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişiminin ardından, avukatlık stajına başlamak isteyen yüzlerce kişinin staja başlama talebi reddedilmiş, avukatlık ruhsatı verilmemiş ya da baro levhasından kayıtları silinmiştir. Bu uygulama devam etmekte, KHK’larla ihraç edildiği ya da hakkında soruşturma ve/veya kovuşturma başlatıldığı gerekçesiyle yüzlerce insanın avukatlık yapması belirsiz bir süre boyunca yasaklanmaktadır.

Staja başlama 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 20. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; staj başvurularında baro bir karar vermekte, bu karar hem başvuru sahibine hem de ilgili yerdeki Cumhuriyet Savcılığı’na tebliğ edilmektedir. Baro yönetim kurulu üyelerinin, savcılığın veya başvuru sahibinin karara karşı TBB’ye itirazda bulunma hakkı bulunmaktadır. TBB’nin itiraz üzerine verdiği kararlarla ilgili Adalet Bakanlığı da görüş belirtmekte ve uygun bulmadığı kararları TBB’ye geri göndermektedir. TBB’nin bu aşamada vereceği kararlar aleyhine Adalet Bakanlığı’nın, staj başvurusunda bulunan kişinin ve ilgili baronun idari yargıya başvurması mümkündür. Ruhsat başvurularına ilişkin süreç ise Avukatlık Kanunu’nun 8. maddesinde düzenlenmiş­tir. Buna göre; avukat adayı öncelikle ilgili baroya başvurmak­tadır. Baronun ruhsat talebini reddettiği veya bekletme kararı verdiği hallerde başvuru sahibinin TBB’ye itiraz etmesi mümkündür. Levhaya yazılmasına karar verilen kişile­rin dosyaları da TBB’ye iletilmektedir. TBB bu kararları uygun bularak onaylamakta veya ilgili baroya geri göndermektedir. TBB’nin onayladığı kararlar ise görüş bildirme­si için Adalet Bakanlığı’na sunulmaktadır. Adalet Bakanlığı uygun bulmadığı kararları tekrar görüşülmek üzere TBB’ye geri gönderebilmektedir. TBB’nin Adalet Bakanlığı’nın görü­şü doğrultusunda kararını değiştirmesi veya önceki kararında direnmesi mümkündür. TBB’nin bu kararlarına karşı da Adalet Bakanlığı’nın, ruhsat başvurusunda bulunan kişinin veya ilgili baronun idari yargıya başvurması mümkündür.40

Tahir Elçi Vakfı tarafından 11.12.2020 tarihinde yayınlanan “Ruhsatsız Avukatlar: Olağanüstü Halden Sonra Avukatlık Mesleğine Yönelik Baskılar ve Avukatlık Mesleğine Kabul Edilmeyen Kişiler” başlıklı raporda konuyla ilgili detaylı ve geniş bir çerçeve sunulmuştur.41 Bir kişinin KHK ile ihraç edilmesi ya da hakkında bir soruşturma ve/veya kovuşturma bulunması halinde barolar ve TBB ruhsat talebini reddedebilmekte, soruşturma ve kovuşturmanın sonuçlanmasına kadar bekletme kararı verebilmektedir. Rapora göre; Avukatlık Kanunu’nun 5’inci maddesi ilk olarak KHK ile ihraç edilen ve FETÖ/PDY örgütü üyesi oldukları iddiasıyla hakkında soruşturma ve/veya kovuşturma başlatılan kişiler için kullanılmaya başlanmış, daha sonra muhalifler üzerindeki baskıların arttırılması amacıyla sol görüşlü kişilere de ruhsat verilmeyerek kapsamı genişletilmiştir.42 Raporda yer verilen şu tespitler de kayda değerdir: Görüştüğümüz kişilerin tamamı, bu konuda en çok baroların tavrını eleştirmektedir. Görüşmeciler, baroların, söz konusu FETÖ/PDY ile ilgili bir ihraç, soruşturma ya da kovuşturma ise en baştan bir tutum aldığını, pek çok baronun “FETÖ/PDY dosyası varsa biz yokuz” dediğini, onların durumuyla bilinçli bir şekilde ilgilenmediklerini, mesafeli yaklaştıklarını, FETÖ/PDY suçlaması dışında bir gerekçeyle avukatlık yapmaları engellenen kişilere de “Sadece size değil, FETÖ/PDY dosyasından yargılanan kişilere de ruhsat vermiyoruz, size verirsek onlara da vermek zorunda kalırız” gibi bir gerekçe sunduklarını vurgulamıştır.43

Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’nün sitesinde yayımlanan faaliyet raporlarına göre 2016 yılından 2020 yılına kadar 1467 kişinin dosyası TBB’ye geri gönderilmiştir. 2016 yılından itibaren geri gönderilen dosya sayısı aritmetik olarak artmıştır. 2008 yılında Adalet Bakanlığı’na gönderilen tüm dosyalar arasından yalnızca %0.32’si TBB’ye geri gönderilirken, bu sayı 2016’da %1.20’ye, 2019’da ise %3.56’ya çıkmış ve 2020’de de %3.55 olarak gerçekleşmiştir.


Toplam Dosya SayısıTBB’ye Geri Gönderilen Dosya SayısıGeri Gönderilen Dosya OranıVerilen Ruhsat Sayısı
2008410213%0.323787
2009363511%0.303344
201045814%0.094263
2011456122%0.484263
2012443926%0.594160
2013637118%0.286183
2014836428%0.338036
2015776546%0.597371
20168468102%1.208079
2017993191%0.929663
201813007134%1.0312680
201914836528%3.5613718
202017196612%3.5516637
Toplam1072561635
102184
Tablo: Ruhsat Başvurularına İlişkin İstatistikler 44

TBB Hukuk Müşavirliği’nin Avukat Benan Molu’nun talebine verdiği 13 Ağustos 2020 tarihli cevaba göre; Adalet Bakanlığı tarafından baro levhasına yazılma kararlarına karşı 1252 dava açılmıştır. 551 davanın 376’sında işlemin iptaline, 175’inde ise talebin reddine karar verilmiştir. 701 dava ise ilgili rapor tarihinde derdest durumdadır. Yine TBB’nin verilerine göre, baro levhasına yazılma kararına karşı kişiler tarafından 243 dava açılmıştır. Bu davaların 137’si devam etmektedir. 104 davada kişilerin talebi reddedilirken, yalnızca bir davada kabul, bir davada ise karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir.45

Adalet İçin Hukukçular, Demokrasi İçin Hukuk­çular, Çağdaş Hukukçular Derneği, Özgürlükçü Hukukçular Derneği, İnsan Hakları Derneği, Toplum Hukuk Araştırmaları Vakfı, Çağdaş Avukat­lar Grubu ve Özgürlükçü Demokrat Avukatlar’ın desteklediği “Ruhsat Gaspına Karşı Koordinasyon” oluşumu 23.05.2020 tarihinde kurulmuştur.46 Koordinasyon, 30.06.2021 tarihli açıklaması ile ruhsat gaspı davalarının dayanağı olan Avukatlık Kanunu’nun 5’inci maddesinin 3’üncü fıkrasının Anayasa Mahkemesi’ne taşınarak iptal edilmesi için Türkiye Barolar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu’ndan talepte bulunmuştur.47 TBB ise “Tedbir mahiyetinde olan ve mesleğin itibarını koruma amacı bulunan Avukatlık Kanunu’nun 5. Maddesinin 3. Fıkrasının derdest yargılamalarda norm denetimi yoluyla Anayasa Mahkemesinden iptal edilmesi talebinde bulunulması istemlerinin reddine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde cevap vermiştir.48

Ruhsat başvuruları kabul edilmeyen ya da staja başlama talepleri reddedilenlerle ilgili çok sayıda örnek bulunmaktadır. Bu kişilerin hayatlarının nasıl alt üst edildiği, içerisine sokuldukları dava sarmalının ne kadar karmaşık olduğunu göstermesi açısından bir örnek vermekle yetinilecektir. Deutsche Welle Türkçe servisinden Burcu Karakaş’ın 28.12.2020 tarihli haberinde yer alan Kasım Akbaş örneği çarpıcıdır. “Barış İçin Akademisyenler” bildirisine imza attığı için Anadolu Üniversitesi’nden 2017’de KHK ile ihraç edilen hukukçu Kasım Akbaş, ruhsat mücadelesi veren avukatlardan biridir. Akbaş, akademiden ihraç edilince avukatlık yapabilmek için Eskişehir Barosu’na ruhsat başvurusunda bulunmuştur. Baro, Akbaş hakkında anayasal suçlarla ilgili soruşturma olup olmadığını öğrenmek için savcılığa yazı yazmıştır. Yedi ayın sonunda savcılıktan cevap gelmiş ve bildiriye imza attığı için hakkında soruşturma yürütüldüğü bildirilmiştir. Bunun üzerine baro ruhsat vermeyi reddetmiştir. TBB, Akbaş’ın karara yaptığı itirazı yerinde bularak ruhsat verilmesini sağlayan bir karar vermiştir. Bu kez Adalet Bakanlığı TBB kararının iptali için dava açmıştır. Beş ay avukatlık yapan Akbaş’ın kaydı, İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararı vermesi üzerine silinmiştir. Kasım Akbaş, “Barış Akademisyenleri” davasından beraat edince bir kez daha ruhsat başvurusu yapmıştır. Hem baro hem de TBB kabul başvuruyu kabul etmiş ancak bakanlık talebi yine geri çevirmiştir. TBB kararında direnince Akbaş baroya kaydolmuştur. Fakat bakanlığın davadan beraat etmesine rağmen KHK ile ihraç edildiğini öne sürmesi ve dava yoluna gitmesi üzerine Akbaş bir defa daha ruhsat gaspına uğramıştır. Akbaş, AYM’nin beraat eden ya da hakkında takipsizlik kararı verilen KHK’lı hukukçuların avukatlık yapabileceklerine yönelik kararı49 üzerine tekrar ruhsat başvurusunda bulunmuştur. Bu kez de Eskişehir Barosu, AYM kararını tanımamış ve Akbaş’ın başvurusunu reddetmiştir. Kararı yargıya taşıyan Akbaş, bu uzun sürecin sonunda, mahkeme kararıyla avukatlık ruhsatını alabilmiştir.50

  1. SAVUNMAYA FİİLİ ENGELLEMELER

OHAL döneminde temel hak ve özgürlüklerin sistematik şekilde ihlal edildiği çok sayıda raporda dile getirilmiştir. Bu yaygın ihlallerden avukatlar da çeşitli şekillerde etkilenmiştir. TBB tarafından 11 Kasım 2017 tarihinde düzenlenen “OHAL Kapsamındaki Soruşturma ve Kovuşturmalarda Avukatların Savunma Haklarının Kısıtlanması” konulu konferans avukatlara yönelik fiili engellemeleri ortaya koymaktadır. Konferansın sonuç raporunda çarpıcı tespitlere yer verilmiştir. Rapora göre; soruşturma aşamalarında, arama kararı verilmeden mekanlarda arama yapılmış, arama kararları sonradan alınmıştır. Avukatların arama sırasındaki itirazları tutanağa geçirilmemiş, avukatların savcılarla görüşmesi engellenmiştir. Avukatlara yönelik aramalarda usuli güvencelere uyulmamış, avukatların soruşturmayla ilgisi olmayan eşyalarına da el konulmuştur. Avukatların müvekkilleriyle görüşmesi engellenmiş, avukatlar gözaltındaki veya cezaevindeki müvekkilleriyle görüşmek istediğinde çeşitli mazeret ve zorluklarla karşılaşmışlardır. Dosyalar hakkında kısıtlama kararları verilmiş ve avukatlar müvekkillerine karşı öne sürülen suçlamaları ve delilleri bilmeden savunma yapmak zorunda bırakılmıştır. Kolluk görevlileri, gözaltına alınan kişilerle “ön görüşme” adı altında avukatsız görüşmeler yapmış ve avukat geldiğinde ifade tutanağı hazır olarak önüne konulmuştur. Bazı mahkemelerde sanık ve avukatları, işkence veya kötü muamele iddialarını ileri sürdüklerinde, “esasa ilişkin savunma yapın, aksi halde hiç savunma yapmamış sayılacaksınız” şeklinde baskılarla karşılaşmıştır. Yeterli görüşme odası olmadığı gerekçesiyle avukatlar uzun saatler boyunca tutukevi kapısında beklemek zorunda bırakılmıştır. Bazı ceza infaz kurumlarında “hoş geldin dayağı” diye adlandırılan kötü muameleler yapılmıştır.51

Avukatlar mesleki faaliyetlerini yürütürken, sadece OHAL sürecinde değil devam eden süreçte de pek çok engelle karşılaşmaktadırlar. Öncelikle kolluk birimlerinde avukatlara adeta istenmeyen kişi muamelesi yapılmaktadır. Mahkemelerde, özellikle örgüt davası yargılamalarının yapıldığı Ağır Ceza Mahkemeleri’nde avukatlar hukuka aykırı ve kabul edilemez uygulamalarla karşılaşmaktadırlar. İstanbul Barosu 2018-2020 faaliyet raporunda yer alan bilgilere göre; 229 avukat, mesleğini yaparken engellendiği gerekçesiyle Avukat Hakları Merkezi’ne (AHM) başvurmuştur. 86 avukat, AHM’ye başvurarak duruşma sırasında oluşabilecek hukuksuzlukların tespiti için gözlemci talebinde bulunmuştur. 114 avukat, hakim-savcının kendilerine karşı muamelesi nedeniyle şikayet talebinde bulunmuştur. 51 avukat da görevini yaptığı gerekçesiyle hakkında açılan davaya AHM’nin müdahil olması için talepte bulunmuştur.52 Avukat Murat Volkan Dülger, 11 Ocak 2022 tarihinde, sanık müdafii olarak bulunduğu bir Ağır Ceza Mahkemesi duruşmasında; savunma yaparken önündeki kağıtlarla ilgilenen mahkeme başkanına, “ben konuşurken gözlerime bakmanızı istirham ediyorum” demiş ve duruşma disiplinini bozduğu gerekçesiyle polis zoruyla salondan dışarı çıkartılmıştır.53


  1. AVUKATLARA SİLAHLI ve FİİLİ SALDIRI

Avukatlar hakkında yürütülen adli süreçlerle ilgili barolar ve TBB’nin düzenli bir istatistik tutmadığı, yayınlamadığı ve kamuoyu ile paylaşmadığı hususuna raporumuzda değinilmiştir. Avukatlara yönelik fiili saldırılar konusunda da aynı eksiklik vardır. Barolar ve TBB, avukatlara yönelik yaralanma ve hatta ölümle neticelenen saldırılarla ilgili herhangi bir istatistik yayınlanmamaktadır. Avukatların ölümü ya da yaralanması ile neticelenen bir saldırı olayı yaşandığında barolar ve birlik, saldırıyı kınayan açıklama yapmakla yetinmekte; kurumsal, kalıcı ve bütüncül bir tavır sergilememektedir.54

16 Mart 2021 tarihinde, avukat Ersin Arslan, haciz işlemi için evine gittiği şahıs tarafından silahla vurularak öldürüldü.55 Avukat İbrahim Ergin, 29 Nisan 2019 tarihinde Aksaray’da boşanma davasındaki müvekkilinin eski eşi tarafından ofisinde tabancayla vurularak öldürüldü.56 Avukat Mehmet Samim Geredeli, 17 Ekim 2017’de İzmit’teki ofisinde vurularak öldürüldü.57 Avukat Özgür Aksoy, 4 Temmuz 2017 tarihinde Bursa’da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti.58

Kocaeli Barosu üyesi Avukat Muhammed Ensar Duzcan, 09 Ağustos 2021 tarihinde haciz işlemi için gittiği bir evde bıçaklı saldırıya uğradı.59 İstanbul’da yine 9 Ağustos 2021 tarihinde Avukat Mazlum Arslan, haciz işlemi için gittiği bir işyerinde Yusuf Altıntaş’ın saldırı, tehdit ve hakaretine uğramıştır. Saldırgan gözaltındayken polis merkezine Bakırköy Adliyesi’nde Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi olan Mehmet Altıntaş gitmiş ve gözaltında tutulan kardeşini karakoldan çıkarmaya çalışmıştır.60 15 Haziran 2021 tarihinde, İzmir’de haciz işlemine giden Avukat Ege Ogeday Burduroğlu’nun kafasına silah dayanmış ve avukat saldırganca yere yatırılıp tekmelenmiştir.61 İstanbul’da Avukat Osman Karakuş, 28 Aralık 2021 tarihinde tahliye davası açtığı şahıs tarafından beyzbol sopasıyla darp edildi. Başına 32 dikiş atılan Karakuş’a saldıran şahıs, hakimlikçe serbest bırakıldı.62

SONUÇ

15 Temmuz 2016 tarihi sonrası Türkiye’de yaşanan ağır insan hakkı ihlalleri ve kitlesel tutuklamalar, avukatlar için de trajik sonuçlar doğurmuştur. Binlerce avukat hakkında soruşturma açılmış, binlerce avukat terör örgütleriyle irtibatlı sayılarak gözaltına alınmış, yüzlercesi tutuklanmış, hakkında yakalama kararı verilmiş ve ağır hapis cezalarına mahkum edilmiştir. KHK rejiminin yasalaşan hükümlerle kalıcı hale gelmesinin bir sonucu olarak yaşanmaya devam eden insan hakkı ihlalleri, haksız tutuklamalar ve yoğun baskı nedeniyle yüzlerce avukat Türkiye’yi terk etmek zorunda kalmıştır. Bu raporla 24 Ocak Tehlike Altındaki Avukatlar Günü vesilesiyle, Türkiye avukatlarının karşı karşıya olduğu var olma mücadelesi ortaya konulmaya çalışılmıştır.

KAYNAKÇA

1 https://tr.wikipedia.org/wiki/1977_Atocha_Katliam%C4%B1 (10.01.2022)

2 Tehlike Altındaki Avukatlar: http://dayoftheendangeredlawyer.eu/wp-content/uploads/2019/04/Basic-Report_Turkey2019.pdf (13.01.2022)

3 Terörle Mücadele Kanunu: https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.3713.pdf (14.01.2022)

4 – BM Terörizmle Mücadelede İnsan Haklarının Korunması ve Desteklenmesi Özel Raportörü): https://documents-dds-ny.un.org/doc/UNDOC/GEN/G19/057/59/PDF/G1905759.pdf?OpenElement

– İnsan Hakları İzleme Örgütü: https://www.hrw.org/tr/report/2010/11/01/256143

– Tutuklu Avukatlar İnisiyatifi: https://arrestedlawyers.org/2020/07/06/abuse-of-the-anti-terrorism-laws-by-turkey-is-steadily-increasing/

– Avrupa Konseyi, İnsan Hakları Yorumu: https://www.coe.int/en/web/commissioner/blog/-/asset_publisher/xZ32OPEoxOkq/content/misuse-of-anti-terror-legislation-threatens-freedom-of-expression/pop_up?_101_INSTANCE_xZ32OPEoxOkq_viewMode=print&_101_INSTANCE_xZ32OPEoxOkq_languageId=en_GB

5 Selahattin Demirtaş v. Turkey (No. 2) (Application no. 14305/17), https://ahvalnews.com/selahattin-demirtas/turkeys-abuse-its-anti-terrorlaws-and-significance-echrs-demirtas-judgment

6 Human Rights Watch, Türkiye’de Avukatlar ve Adil Yargılanma Hakkı Saldırı Altında, rapor tarihi Nisan 2019, Bkz: https://www.hrw.org/tr/report/2019/04/10/328911 (13.01.2022)

7 https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2016/07/20160723-8.htm (13.01.2022)

8 https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=5275&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5 (13.01.2022)

9 Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik (29.03.2020): https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/21.5.2324.pdf

10 Avukat Sümeyra Bulduk’un anlatımı için bakınız: https://twitter.com/sumeyrabulduk/status/1469008826892488713 (14.01.2022)

11 https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2016/10/20161029-5.htm (13.01.2022)

12 Human Rights Watch, Türkiye’de Avukatlar ve Adil Yargılanma Hakkı Saldırı Altında, rapor tarihi Nisan 2019, Bkz: https://www.hrw.org/tr/report/2019/04/10/328911 (13.01.2022)

13 Tutuklu Avukatlar İnisiyatifi, “Türkiye’de Olağanüstü Halde Savunma ve Adil Yargılanma Hakkı Raporu”, https://arrestedlawyers.files.wordpress.com/2018/02/the-rights-to-defense-fair-trial- in-turkey.pdf

14 https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2019/11/20191129-7.pdf, (13.01.2022)

15 676 sayılı KHK’nın 3’üncü maddesi: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2016/10/20161029-5.htm (13.01.2022)

16 https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=5271&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5 (13.01.2022)

17 5271 sayılı CMK: https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5271.pdf (12.01.2022)

18 696 sayılı KHK: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2017/12/20171224-22.htm (11.01.2022)

19 5271 sayılı CMK: https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5271.pdf (11.01.2022)

20 5271 sayılı CMK: https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5271.pdf (11.01.2022)

21 5271 sayılı CMK: https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5271.pdf (11.01.2022)

22 Avukatlık Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/07/20200715-1.htm (13.01.2022)

23 AYM kararının basın duyurusu: https://www.anayasa.gov.tr/tr/haberler/norm-denetimi-basin-duyurulari/ayni-ilde-birden-fazla-baro-kurulmasina-imk%C3%A2n-taniyan-kurallarin-anayasa-ya-aykiri-olmadigi/ (13.01.2022)

24 Venedik Komisyonu’nun Avukatlık Kanunu’nda Yapılan 2020 Değişiklikleri Hakkındaki Görüşü: https://www.venice.coe.int/webforms/documents/default.aspx?pdffile=CDL-AD(2020)029-e (13.01.2022)

25 Tasarıyı değerlendiren HRW ve ICJ belgesi: https://www.hrw.org/news/2020/07/08/375718 (13.01.2022)

26 İstanbul Barosu Açıklaması: https://www.istanbulbarosu.org.tr/HaberDetay.aspx?ID=16202 (13.01.2022)

27 Ankara Barosu Açıklaması: https://twitter.com/ankarabarosu/status/1356220112458625026 (13.01.2022)

28 Av. Büşra Uygun’a ait paylaşım: https://twitter.com/kimbuzibidi/status/1387408674579230720 (14.01.2022)

29 Adalet Bakanlığı Cevap Yazısı: https://www2.tbmm.gov.tr/d27/7/7-8970sgc.pdf (14.01.2022)

30 BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği raporu: https://www.ohchr.org/Documents/Countries/TR/2018-03-19_Second_OHCHR_Turkey_Report.pdf (12.01.2022)

31 The Crackdown başlıklı rapor: https://arrestedlawyers.org/2021/12/10/new-report-the-crackdown-against-lawyers-in-turkey/ (12.01.2022)

32 https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-53941238 (15.01.2022)

33 https://www.amnesty.org.tr/icerik/turkiye-avukatlarin-mahkum-edilmesi-hukuki-temsiliyete-ve-adil-yargilanmaya-agir-bir-darbe (15.01.2022)

34 https://www.indyturk.com/node/234696/haber/%C3%B6l%C3%BCm-orucundaki-avukat-ebru-timtik-hayat%C4%B1n%C4%B1-kaybetti (14.01.2022)

35 https://www.gunaydingazetesi.com.tr/adana-da-3-avukata-feto-den-9-ar-yil-hapis-verildi/75460/ (15.01.2022)

36 https://adanabarosu.org.tr/tr/barodan-haberler/baromuzun-2478-sicil-sirasinda-kayitli-meslektasimiz-av-melek-sari-vefat-etmistir (15.01.2022)

37 http://www.yarin11.com/bilecik/ak-parti-kurucu-il-baskani-fetoden-gozaltina-alindi-h8081.html (14.01.2022)

38 https://twitter.com/gergerliogluof/status/1351115959432572932 (14.01.2022)

39 https://www.linkedin.com/in/nafi-deniz-ab724968/?originalSubdomain=tr (14.01.2022)

40 Ruhsatsız Avukatlar: Olağanüstü Halden Sonra Avukatlık Mesleğine Yönelik Baskılar ve Avukatlık Mesleğine Kabul Edilmeyen Kişiler, Av. Benan Molu – Av. İdil Özcan, 2020, İstanbul, sf. 30

41 Rapor duyurusu: https://www.tahirelcivakfi.org/haberler/ruhsatsiz-avukatlar (13.01.2022)

42 Ruhsatsız Avukatlar: Olağanüstü Halden Sonra Avukatlık Mesleğine Yönelik Baskılar ve Avukatlık Mesleğine Kabul Edilmeyen Kişiler, Av. Benan Molu – Av. İdil Özcan, 2020, İstanbul, sf. 31

43 A.g.e., sf. 32

44Adalet Bakanlığı, Yıllık Faaliyet Raporları, https://www.adalet.gov.tr/faaliyet-raporlari (13.01.2022)

45 Ruhsatsız Avukatlar: Olağanüstü Halden Sonra Avukatlık Mesleğine Yönelik Baskılar ve Avukatlık Mesleğine Kabul Edilmeyen Kişiler, Av. Benan Molu – Av. İdil Özcan, 2020, İstanbul, sf. 30

46 https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2020/05/23/hukuk-dernekleri-ruhsat-gaspina-karsi-koordinasyonu-kurdu (13.01.2022)

47 https://twitter.com/ruhsatsizlar/status/1410195973620518915 (13.01.2022)

48 https://www.gazeteduvar.com.tr/ruhsati-iptal-edilen-avukatlar-dilekce-yazdi-tbb-anayasaya-aykiri-degil-dedi-haber-1529394 (13.01.2022)

49 AYM’nin hak ihlali kararı: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/09/20200908-8.pdf (14.01.2022)

50 https://www.dw.com/tr/ruhsats%C4%B1z-avukatlar-keyfi-uygulamalar-ma%C4%9Fdur-ediyor/a-56070409 (13.01.2022)

51 TBB, Ohal Kapsamındaki Soruşturma Ve Kovuşturmalarda Avukatların Savunma Haklarının Kısıtlanması Konulu Arama Konferansı Sonuç Raporu: http://d.barobirlik.org.tr/2017/20171127_ohalsonucraporu.pdf (13.01.2022)

52 İstanbul Barosu 2018-2020 Faaliyet Raporu: https://www.istanbulbarosu.org.tr/files/docs/ISTANBUL-BAROSU-CALISMA-RAPORU-2018-2020.pdf sf.437-477 (11.01.2022)

53 https://www.hukukihaber.net/mesleki-hukuk/hakime-ben-konusurken-gozlerime-bakin-diyen-avukat-durusma-h445696.html (15.01.2022)

54 TBB’nin bir saldırı sonrası yaptığı açıklama: https://www.barobirlik.org.tr/Haberler/avukata-saldiri-vatandasa-saldiridir-81811 (11.02.2022)

55 https://www.indyturk.com/node/331211/haber/26-ya%C5%9F%C4%B1ndaki-avukat-haciz-i%C5%9Flemi-i%C3%A7in-gitti%C4%9Fi-evde-%C3%B6ld%C3%BCr%C3%BCld%C3%BC (11.01.2022)

56 https://www.haberler.com/aksaray-saldirida-oldurulen-avukat-son-yolculuguna-12002672-haberi/ (11.01.2022)

57 https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/avukati-bizi-zarara-ugrattin-diye-bagirip-oldurdu-842605 (11.01.2022)

58 https://www.bursabarosu.org.tr/tr/basin-haberler-av-ozgur-aksoy-mezari-basinda-torenle-anildi.html (11.01.2022)

59 https://www.bursabarosu.org.tr/tr/gundem-basin-aciklamalari-kocaelide-avukat-muhammed-ensar-duzcana-bicakli-saldiri.html (11.01.2022)

60 İstanbul Barosu’nun açıklaması: https://istanbulbarosu.org.tr/HaberDetay.aspx?ID=16469 (11.01.2022)

61 https://www.hukukihaber.net/gundem/hacze-gelen-avukati-tekmeleyip-basina-silah-dayadi-h442587.html (11.01.2022)

62 https://www.hukukihaber.net/gundem/avukata-beyzbol-sopali-saldiri-avukatin-basina-32-dikis-atildi-h445405.html (10.01.2022)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.